Yazımız 1 Haziran 2023 tarihinde güncellenmiştir.
1984 Sözleri…
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, George Orwell tarafından kaleme alınmış alegorik bir politik romandır. Hikâyesi distopik bir dünyada geçer. Distopya romanlarının ünlülerindendir. Özellikle kitapta tanımlanan Big Brother kavramı günümüzde de sıklıkla kullanılmaktadır.
Kitaptan yaptığımız bazı alıntılardan bir derleme hazırladık…
1984 Sözleri
Düşünün. Çünkü henüz yasaklanmadı.
“Akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülmez.”
“Savaş, barıştır Özgürlük, köleliktir Cehalet, güçtür”
“Bir gün karanlığın olmadığı bir yerde buluşacağız.”
“Bize duymak istediklerimizi söyleyen kitapları severiz…”
“Özgürlüklerini savunmayanların ödediği bedel ağırdır.”
“Aslında hiçbir şey yasa dışı değildi, çünkü artık yasa diye bir şey yoktu.”
“Zeki bir insana en büyük işkence, cahillerin tercih ettiği düzende yaşamaktır.”
Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir.
Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık, bilinçsizliktir.”
Bilinçleninceye kadar asla başkaldıramayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.
“İnsan insana nasıl hükmeder, Winston?” Winston, biraz düşünüp, “Acı çektirerek,” dedi
“İnsanlar özgürlük ile mutluluk arasında seçim yapmak zorundaydı ve büyük çoğunluk mutluluğu seçiyordu.”
“Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir.”
“Beyhude bir hayaldi, Nisan güneşi gibi geldi geçti, Bir bakış, bir söz aklımı çeldi, Gönlümü çaldı, çekti gitti.”
Her şey bir sis bulutu içinde yitip gidiyordu. Geçmiş silinmekle kalmıyor, silindiği de unutuluyor, sonunda yalan gerçek olup çıkıyordu.
“Ne dersin, beni vurmazlar, değil mi, dostum? Durup dururken niye vursunlar ki? İnsan elinde olmayan düşünceleri yüzünden vurulur mu?”
“Seni seviyorum sözünü görünce, yüreğinde hayatta kalmak için müthiş bir istek uyanmış, birden gereksiz tehlikelere atılmayı aptalca bulmaya başlamıştı.”
“Alt sınıfın temel özelliği, ağır ve sıkıcı işlerin altında çoğu zaman gündelik yaşam dışında hiçbir şeyin bilincine varamayacak kadar ezilmesidir”
İktidarın tadını alanların önemli bir kısmı, bu konumu kaybetmemek için deri değiştiren yılanlar gibi her gün başka kimliklere bürünürler.
Çalışmaktan başka her şey yasaklanmıştı: sokakta yürümek, eğlenmek, şarkı söylemek, dans etmek, buluşmak, her şey yasaklanmıştı…”
İnsanın azınlıkta olması, tek kişilik bir azınlık olması bile, deli olduğu anlamına gelmiyordu. Bir doğru vardı, bir de doğru olmayan; doğruya sarıldığın zaman, tüm dünyayı karşına bile alsan, deli olmuyordun.
“Derler ki zaman her şeyi iyi edermiş, Zamanla her şey unutulur gidermiş, Bir de bana sor, o gözyaşları ve kahkahalar, Bugün hâlâ canımı yakar, yüreğimi dağlar!”
Savaş; halk kitlelerini fazlasıyla rahata erdirecek, dolayısıyla uzun sürede kafalarının fazlasıyla çalışmasını sağlayacak araç gereç ve donatımı paramparça etmenin, stratosfere yollamanın ya da denize göndermenin bir yoludur.”
“Ama refahın artması da, hareket tarzındaki yumuşamalar da, reformlar ya da devrimlerde insanlığı eşitliğe bir adım bile yaklaştırmamıştır. Aşağı kesim açısından, hiçbir tarihsel değişiklik, efendilerinin adının değişmesinden başka bir anlam taşımamıştır.”