Yazımız 24 Aralık 2022 tarihinde güncellenmiştir.
Avlu Dizisi Sözleri ve Replikleri. Perşembe gününün fenomen dizisi Avlu 2.sezon bölümleriyle devam ediyor.
Bu yazımızda dizide geçen sözler ve replikler ile şarkıların sözlerinden bir demet hazırladık
Sabır, dikene bakıp gülü, Geceye bakıp gündüzü Tahayyül edebilmektir. (Şems-i Tebrizi)
İntikam arzusu, kendiliğinden iyileşecek yaraların açık kalmasına neden olur (Francis Bacon)
Kaptansan kaptanlığını bileceksin. Gemin karaya oturdu…
Leoparın kuyruğunu tutma. Tuttuysan da bırakma (Zimbabwe Atasözü)
“Hesap günü geldi çattı.”
“Anneni öldürdüğünü söylersem, nasıl olur sence?”
Elimi sıktı, söz verdi bana iyileşeceğim diye… Niye böyle saçma sapan bir şey söylüyorsun şimdi”
ZOR DİYORSUN ZOR OLACAK Kİ İMTİHAN OLSUN (MEVLANA)
Bu dünyada en zor şey; vedalaşmak”
“İnsan bir kere mutlu olmaya karar verdiğinde nerede olduğunun bir önemi yok.”
İki yabancı gibi olalım demek istemedim
Başın öne eğilmesin.
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma
Gönül aldırma
Benim için orada kurtarılmayı bekleyen iki kız vardı.
Her seçim bir vaz geçiştir. (Blaise Pascal)
Hayatta öyle şeyler yapacaksın ki kazandıkların, kaybettiklerine değsin
Hatırlıyor musun, en son ne zaman böyle sessizce yan yana oturmuştuk?”
Kabil’in Habil’i öldürdüğü günden beri hiç dinmedi acılar. Çünkü insanların, insanlar için koymuş olduğu bütün yasalar, tıpkı adaletsiz bir kalbur gibi taneyi eleyip samanı tutar.” – Oscar Wilde
Eziyet ettiğin insanları düşün tek tek. Yaptıklarının bedeli bu
Annenle siz sivrisinekler için tütsü yakan bir kadından azılı bir katil yarattınız
Sana dedim, seni kendi ellerimle öldüreceğim!
Rahat uyu. İntikamını aldım..
Azra, bunu sana nasıl söyleyeceğim bilmiyorum. Sinan, öldü.
Kudret: Azra seni son kez uyarıyorum!
Annen başardı güzel kız.
Öykü: kudret sen neden korkunç birisin herkez senden korkuyor
Kudret: kuzucuk sen başkasını korkutmazsan yarın o seni korkutur…
Ey özgürlük! Adalet varsa sen de varsın (Joseph Joubert)
Deniz: Bu geminin kaptanı kimmiş? Duydunuz mu?
Deniz: Söyle bakalım Kudret buranın ağası kim efendisi kim?
Af mı istiyorsun. Neyi affedeyim ben. Bak…Vücudumda söndürdüğün ………….dövmelerle taçlandırdım
Zerrin: Kan akmayacak,cinayet olmayacak. Başımı derde sokmayacaksın.
Tabiatlarında annelik olan kadınlar, zevklerden çok fedakarlıklarla yaşar. (Balzac)
Kudret: Beni yalnız bırakın Kuzuyla
20. bölümde Zerrin Müdür karşısındaki durumumuz
23.Bölüm Fragman
Deniz: Siz bana gerekli şeyleri temin edin ben malları değiştireyim.
Zerrin:Bu kalemle başladığım hiç bir işi yarım bırakmadım, bırakmayacağım da…
Sevgi, ona tutunduğunuz sürece asla ölmez, sizi terk etmez ve bitmez. Sevgi sizi ölümsüz kılar…
O odaya giren her kimse, Nihal müdürün katili de odur
Şu ellerin taşı bana hiç değmez.İlle dostun bir gülü yaralar beni.
Deniz: “Nihal’i sen mi öldürdün?” ne? Ne?
Azra: Nerden çıktı şimdi bu
19.bölüm önizleme
“Nihal müdürü Azra öldürdü!”
Git, kafanda yarattığın hapishaneye git.
Ayfer: O bir ölüm meleğidir. Gittiği her yere ölüm ve kargaşa getirir.
Deniz: Jale çocuklarımızın yanına gitti. Onlara ne güzel masallar okuyordur.
Dudu: Jale ölmemiştir. Ölmemiştir di mi?
Kimse bir başkasını yargılayabilecek kadar kusursuz değildir
Hep iyiler mi ölecek?
Avluda şenlik var
Deniz: Ya devlet başa ya kuzgun leşe.
Deniz:Kızımın katilleri elini kolunu sallaya sallaya dışarıda dolaşıyorsa, ben sakin olamam
Bir yerde küçücük bir çocuk açsa orada adalet yoktur..!!
Aç bırakılan bir insan bir parça ekmek çaldı diye suçlanıyorsa o adalet değil yargıdır.
Öykü: Deniz sen çok güzel kokuyorsun, anne gibi kokuyorsun.
Her aşk kendini yaşar
Bambiler ölmesin
Çok yakında kızına kavuşacaksın.
Ayşegül, doktor olan. Onun dosyasına ulaşamadım Deniz. Onun dosyasını gizli tutuyorlar niyeyse
Delilik acı çekmeyi hatırlamak için bir yoldur.
Azra:Seninle iş yapmayı özlemişim
Bade: Ben sana zarar vermek istesem arkadaşların beni tutamaz. Sende tutamazsın
Ben kendimden geçtim bi süre daha yaşamak zorundayım
Azra:Benim bulamayacağım bir şey yok boncuk biliyorsun
Dudu: Azra, Öykü giderse ömür billah ben bi daha senin yüzüne bakmam
Çok yoruldum deniz, çok
Yaz günü üşeyrum yandum tutuşayrum aklumi aldun benden düz yolda düşeyrum
Maniye maraz derler
Güzele kiraz derler
Senin gibi miskine
Bahçedeki horoz derler.
Hemşire istedik… Oktay’ı gönderdiler.
Oğluma,Kudret’in oğluna dokunacaklar o kadın yaşayacak öyle mi?
Kudret! denize dokunma
Bize azotlu oksijen lazım Azo derhal kendine gel
Her insan masum doğar, oysa hiç kimse masum ölmez!
Bekle beni küçüğüm. Yüreğini karartmadan, sevincini yitirmeden…
Evladı söz konusu olan bir annenin yapabilecekleri hayal bile edilemez!
Vicdan, yetkinin olmadığı yerde lazımdır ve vicdan yoksa adalette yoktur!
Hepimiz bir bedel ödüyoruz. Kimimiz yaptıklarımızın, kimimizse yapamadıklarımızın..
Hepimiz bir bedel ödüyoruz. Ve bu bedel, evlattan mahrum kalarak ödediğimiz bir bedel..
Azra Deniz’e: Sana sarılacağım çünkü kalbin ağlıyor.
Öykü: Dışarıdaki köpeklerde mi açmış?
Dudu: Onlarda açıkmış ya. Birazdan yemeklerini yer susarlar. Bize havlamıyor onlar. Hiç korkmayın. Köpekler insanlar gibi değil ki! Onlar aç kalmadan, canları yanmadan hiç kimseye zarar vermezler. Bir insan durup dururken başkasının canını yakar..
“Her şey sonunda iyi olacaktır. Eğer iyi değilse, henüz sonu gelmemiş demektir.”
“Babası değil mi? Gitsin bulsun konuştursun kızının katilini. Beni döverken çok erkekti, gitsin bir de şimdi yapsın erkekliğini.”
“Zaman, yangınların en acımasızıdır, diye düşündü Meryem; sonra birden o sözleri hatırladı; sevgi, insanın yüreğinden çıkan sessiz çığlıklardır, bazen bunu sevdiğiniz insanlar bile duymaz!” (Bin Muhteşem Güneş-Avlu)
….Aklına Nana’nın bir keresinde söylediği şey geldi. Her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ‘ah’ olduğu… Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp, sessizce aşağıya, insanların üzerine yağıyordu. Bütün bunlar, bizim gibi kadınların neler çektiğinin göstergesi demişti… Başımıza gelen her şeye nasıl da sessizce katlandığımızın…” (Bin Muhteşem Güneş-Avlu)
“Belki de yüreksizlerin asıl cezası budur: Gerçeği iş işten geçtikten sonra… Artık yapılabilecek hiçbir şey kalmadığında görmek, anlamak… Kuru çorak bir arazide, arzulamanın ve dövünmenin uzağında, hayallerin ve hayal kırıklıklarının ötesinde, orada geleceğin hiçbir önemi yoktu, geçmişse yalnızca tek bir ders içeriyordu: Seninle benim gibi kadınlara hayatta yalnızca bir… Tek bir marifet gereklidir, o da tahammül… Sabretmek… Katlanmak!” (Bin Muhteşem Güneş-Avlu)