Yazımız 29 Eylül 2024 tarihinde güncellenmiştir.
Çay İle İlgili Sözler…Bu yazımızda milli içeceğimiz çay ile ilgili sözlerden derleme çalışması bulunmaktadır.
Çay İle İlgili Sözler
Yalnızların yarenidir çay. (Cihan Usta)
Neyse ki çayın demi var, hayatın gamına inat.
Çay benim en iyi halimdir. Demlede gel.
Güvenmek istiyorum, Bir ömür Çay içecek kadar.
Çaya kaç şeker alırsın ? diye bir ses sormalı ara sıra!
Acaba diyorum, ”çay” tadını senden mi alıyor?
Yağmur bereket. Çay umut getirir.
Soğuyan bir bardak çaydır benim ömrüm. ( Nevzat Çelik)
İnsan vücudunun 100 de 75 i suysa eğer bizim ki çay suyudur.
Hüzün de bir ilaçtır. Çay ile birlikte alınması gerekir.
Demli iki çay ver usta, biri bana diğeri gelmeyen dosta. (Hakan Birol)
Çay deyince, demlik ve bardaktan ötesini görenlere, selâm olsun…
Dünyada ki 4 elementin meydana getirdiği en güzel karışım şüphesiz ki ‘çay’ dır.
Çayın rengi ne kadar güzel, sabah sabah, açık havada ( Orhan Veli Kanık)
Yalnızlığına bir çay demle. Oturup için kalabalığa doğru.
Ömür bir çay içimi kadar zaten. (Umay Umay)
İki çay söylemiştik orda biri açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni… Cemal Süreya
Çay henüz her şey bitmedi demektir… (Cezmi Ersöz)
Ama bu kente gelirsen unutma beni ara. Sana bir çay ve temiz yaralar ısmarlarım…Osman Konuk
Şimdi sana çay söylesem onu da soğutursun.
Bir gün çay içelim seninle, çaylar benden manzara senden olsun (Orhan Kemal)
Ateşe hakiki bir çay koyalım, Kenti unutanlardan olalım. (Cahit Zarifoğlu)
Ömrün her anı nasihat, biri çay desin ve başlasın hayat… (Fatih Çakmak)
Soğuyan bir bardak çaydır benim ömrüm ( Nevzat Çelik)
Ve oturdu mu bir masaya hakkını verir çay içmenin (Cahit Zarifoğlu)
Doğrudur; İstanbul şiir yazdırır, Sen ise roman, Aşk ise çay demlettirir.
Yazsam okusam okusam yazsam biri devamlı çay verse bana (Ömer Lütfi Mete)
Huyu mu güzel olsun, yüzü mü derseniz. Çayı derim. Çay önemli.
Biz sevdiğimize seni çok özledim diyemezdik, bir çay demler oturur şiir yazardık… (Yusuf Mescioğlu)
Ama sen öyle güzel gülüyorsun ki çayın yanına bir de kuru pasta ikram ediyorlar sanki…
Ne güzel demiş şair: ‘Geleydin bir çay içimi; sen çay dökerdin, ben de içimi… (Anonim)
İnsan bir çaya benzer; sıcak suyun için de demlenene kadar gerçek rengini bilemezsiniz.
Çayı közde, sevgiyi gözde, tebessümü yüzde, adamlığı özde, mutluluğu azda arayın..! (Anonim)
Umulmadık bir gün olabilir bugün… Bir çay söyle, yağmurların kokusunda.
Seni çay içerken izlemek, seni çay doldururken, seni demlerken çayı, kimseler inanmasa da düpedüz sevap (Alper Gencer)
Çaycı getir ilaç kokulu çaydan, dakika düşelim senelik paydan…Zindanda dakika farksız aydan… (Necip Fazıl Kısakürek)
Biz, çayın yalnızlığa iyi gelen tarafını da severiz. Avuçlarken ince belli bardağı, hücrelere kadar hissettiren sıcaklığında unuttuk yalnızlığı. (Oğuz Atay)
Benim sana verebileceğim çok bir şey yok aslında. Çay var içersen, ben var seversen, yol var gidersen… (Aşık Veysel)
Adamlar bana çay verdi çay. Çay veren adam hiç kötü olur mu? Aklın mantığın kesiyor mu senin? (Leyla ile Mecnun)
Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime; anne dedim, hadi çay koy da içelim (Ali Lidar)
Çayımın şekeri gitarımın teli. Yazımın sıcağı kışımın ocağı. Denizimin sesi melodimin esi. Her şeyimsin sen.
Sonra çay bize bir gerçeği daha öğretti; Bekleyen her şey soğur, acır ve bayatlar. (Mehmet Deveci)
Çay bardağında bırakılan dudak payı kadar bile uzak kalamam gözlerine (Sunay Akın)
Açık çay içerdi hep. Demli olunca bardağın diğer tarafından beni göremezmiş. Öyle derdi hep” (Cemal Süreya)
Çay; yoksulların, şairlerin, yalnızların, aşıkların ve yetinmeyi bilenlerin resmi içeceğidir.
Şimdi diyorum; Şimdi, Bir deniz, Denizde vapur, Gökyüzünde martı, Semaverde çay olmalı. Bir de çaya yaren. (Cemal Süreya)
Her gülümseyişinde tüm ülkeye çay ısmarlayayım, seninleyken bir yudum çay zenginleştirilmiş uranyum gibi enerji veriyor bana. (Murat Menteş)
Çayın kalabalıkla arası iyidir, muhabbeti kuvvetlidir. Oysa kahve, ya yalnızlık ister ya da sevgili… (Haşmet Babaoğlu)
Bir insan efkârlıysa ve bunun üstüne bir de çay içiyorsa sessizce terk edin orayı. Çay bulaşıcıdır. Efkâr da… (Bekir Erdoğan)
Çay varken Aşık olunur mu ?
Çaysız aşk olur mu ?
Sensiz Çay olur mu ?
Ne kadar kibirli olursa da bardağın önünde eğilir çaydanlık. Öyleyse bu büyüklenme niye? Bu kibir bu gurur niçin? Mütevazı ol. Hatta bir adım bile geçme gurur kapısından. Bardağı insan bunun için öper daima alnından… muhtesemsozler.com
(Erkin Vahidov)
De ki :
ÇAY mı, KAHVE’ mi..?
Diyeyim ki : İKİSİ’ de..
Zira ben;
Şu BOĞAZ şahidimdir ki,
MUHABBET’ inin ÇAY’ lısına,
Gözünün KAHVE’ sine AŞIĞIM..!
Sonra belki çay içeriz. şansımız varsa yağmur da yağar.
damlalara huzur yüklemece oynarız.
benim damlam seninkini alnından öper.
güzel şeyler olur belki.
sen gel bence.. (Lale Müldür)
Şimdi uzağım belki…
Ama belli mi olur ?
Belki demli bir ‘Çay’ kokusuyla gelirim..!
Belki ‘Yağmur’ olur yağarım şehrine..!
Belki de ‘Rüzgarla’ düşerim önüne..
Sen yeter ki BEKLE …
Çay birçok dilde Üç harftir
Benim dilimdeki AŞK gibi…
Ve karşılıklı içilirse CAN olur.
SEN gibi değil,
BEN gibi değil,
BİZ gibi…
Çaysız bir dünya nasıl olurdu acaba? Çay keşfedilmeseydi, çaydanlık, çay fincanı, kaşığı, işyerlerinde çay paydosu, şehirlerarası otobüslerde çay molası olamazdı. Şükür ki çay milattan önce 2737 yılında büyük Çin İmparatoru Shen Nung tarafından tesadüfen de olsa keşfedildi.
Shen Nung bir gün bahçede ağzı açık bir kapta su kaynatırken çalılıklardan bir kaç yaprak kaynayan suyun içine düştü. Nung yaprakları suyun içinden toplayamadan yapraklar suda kaynamaya, hoş bir koku etrafa yayılmaya başladı. İmparator merak edip suyun tadına bakınca çay keşfedilmiş oldu.
İmparatorun kendi keşfi hakkındaki düşüncesi çayın susuzluğu bastırdığı, harareti giderdiği ve uykuya olan isteği azalttığı şeklindeydi. Çay ismi de Çincedeki “ça”dan geliyor. Benzer şekilde çaya Ruslar “chay” Araplar “shaye”
Japonlar ‘cha’ diyorlar.
Çay bugün dünyada sudan sonra en çok içilen içecektir. Avrupa’ya gelişi 1610 yılını buldu, başlangıçta da ilaç muamelesi gördü. Halbuki o yıllarda çay Orta Asya’da o kadar değerliydi ki çay balyaları ticarette para yerine geçebiliyordu.
Çayın Avrupa’ya geldiği ilk yıllarda tüccarlar satışını ateş düşürücü, mide ağrısı giderici, romatizmayı önleyici bir ilaçmış gibi yaparlarken, doktorlar biraz daha ileri giderek çaydan yapılan iksirin tüm hastalıklara karşı direnç kazandırdığını ve yaşlanmayı geciktirdiğini ileri sürüyorlardı.
Zamanla bu sefer de çayın aleyhine görüşler yayılmaya başladı. Fransız fizikçiler çayı asrın en münasebetsiz yeniliği diye nitelendirirlerken bir Alman doktor da 40 yaşından sonra çay içenlerin ölüme daha yakın olacaklarını iddia ediyordu.İngiltere’de ise çay içmek alışkanlık haline gelince kadın dergileri ev kadınlarının çay yüzünden ev işlerine soğuk bakmaya başladıklarını, ekonomistler ise çalışmaya harcanacak zamanın çay içmekle tüketildiğini ileri sürdüler. Ancak bunların hiçbiri çayın dünyanın en favori içeceği olmasını önleyemedi. Miktar tam olarak bilinemiyor ama dünyada senede 2 milyon ton civarında çay tüketilmektedir.
Günümüzde çayın yaygınlaşmasına en çok etki eden faktör poşet çayın icadıdır.
Her ne kadar icadının tam farkına varmasa da poşet çayın mucidi Thomas Sullivan’dır. Kahve ve çay ticareti ile uğraşan Sullivan, müşterilerine sık sık çay örnekleri gönderiyordu. Başlangıçta bu iş için teneke kutuları kullanırken, sonradan elde dikilmiş ipek torbaların bu iş için daha pratik ve ucuz olacaklarını düşündü.
Çok geçmeden siparişler başladı ama şaşırtıcı olan esas malı değil torba içindeki örnek çayları sipariş etmeleriydi. Müşteriler torbaların çayın kaynamasını kolaylaştırdıklarını keşfetmişlerdi. Çayın torba (poşet) içinde satımı o kadar geliştirildi ki Batı ülkelerinde tüketim oranı toplam çay tüketiminin yarısına ulaştı.
Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 2
Tamer Korugan
Çay demek dem demektir, dem demek uykusuzluk ve dert demektir.Buda ben demektir.
Barış BEYENAL
Anlat dostum sohbet senden,çaylar benden..