Yazımız 1 Nisan 2024 tarihinde güncellenmiştir.
Charles Bukowski Sözleri…
Bugün 9 Mart. Ünlü Alman şair ve yazar Charles Bukowski ‘nin vefat ettiği gün. Bu çılgın ve dobra yazarın sözlerinden birer demet sunuyoruz…
Charles Bukowski Sözleri
Boş insanlarla içi dolu hayaller kuramazsınız .
Benim de kalbim boş artık, tıpkı sizin beyniniz gibi.
Üzülme evlat, kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki.
Bu kadar iyi niyetli olmayın, Çünkü en yakın bildiğiniz vefasız çıkabilir ve sizi düşmanlarınız değil de dostlarınız yıkabilir.
Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğren! Çünkü en çok ona ihtiyacın olacak.
Ağzından bal damlayan arının bile, kıçında iğne var. Ne güveni?
Suçum var mı ? Tabi ki var. Zor yola, kolay kişilerle çıkmak en büyük hatam.
Hepimiz ölümü beklerken vakit öldürüyoruz sadece.
Afrika’ya ilaç göndermeye karar vermiştik; fakat hepsinin üzerinde “tok karnına” yazıyordu.
Sevmek belki bir şeydir; ama sevildiğini bilmek çok şeydir.
Size zamanını ayırmayan birine, asla kendinizi harcatmayın.
Boşuna değildi insanların Tanrıya sığınması. Dayanılır gibi değildi yoksa.
İyiliklerinle güçlenir, keşkeklerinle tükenirsin. karar senin.
Acı olmasa şair ne yapar? Daktilo kadar elzemdir şair için acı.
Aşk, gerçekliğin ilk ışığında yok olacak bir sistir.
Ölmek için hep yeterince erkendir ve daima fazla geç.
En büyük acı, başkaları ile paylaşmaya cesaret edemediğin acıdır.
Gerçek dostunun kim olduğunu öğrenmek istiyorsan hapse gir.
Mutlu olmadığın biriyle mutlu görünmeye çalışma. Olan mutluluğa olur.
Anlatacak çok şeyim olsa da, emin değilim anlaşılmak istendiğimden.
Kuşkusuz ki en büyük ön yargı; etrafımızdaki herkesi insan sanmamızdır.
İnsan; geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir.
Beni, sizi anlamak zorunda bırakmayın. Daha önemli işlerim var.
Birinin kalbini kırmadan önce iki kere düşünün dostlarım! Hele ki o kişi sıradan biri olmamışsa hayatınızda.
Aşk ne zaman biter biliyor musun? Bitti dediğinde yüreğin acımıyorsa.
Hayat öyle bir şeydir ki; doğarken neden ağıladığını, yaşarken fark ettirir.
Hıçkırarak ağlayan bir kadının gözyaşları, Ağlatan adamın başına geleceklerinin altına atılacak imzadır .
Yalnız olmak, yanlış yerde ve yanlış bir kalpte olmaktan iyidir.
Tünele girdiğinizde dikkat edin dostlarım, umut sandığınız ışık tren farı olabilir.
Özgür ruhlar enderdir, ama gördün mü bilirsin – en basitinden onlarla veya yanındayken, iyi, çok iyi hissedersin.
Ruhunuzu kaybettiğinizin farkına vardıysanız, hala kaybedecek bir ruhunuz var demektir.
Yüzde yüz insan yoktur aslında. Hepimizin, başkalarının farkında olup bizim farkında olmadığımız deli ve çirkin bir yanı vardır.
Benim hayatım, benim seçimlerim, benim hatalarım, benim sorunlarım, benim yalnızlığım. Yani özetle sizi ilgilendirmez.
Hayatta tahammül edemediğim bir şey varsa o da yapış yapış duygusallıktır!
Bu dünyada öyle büyük bir yalnızlık var ki akreple yelkovanın ağır hareketinde görebilirsiniz.
Kölelik kaldırılmadı, sadece bütün renkleri kapsayacak biçimde genişletildi.
Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin.
Saklanabileceğim, saklanıp hiçbir şey yapmak zorunda kalmayacağım bir yer istiyorum.
Dünyanın sorunu, akıllı insanlar şüphelerle doluyken, aptalların özgüvenle dolu olması.
Aslında hiç kaybetmedim; sadece sistemin istedikleri kazandı. Meteliksiz olabilirim; ama niteliksiz değilim.
İnsanlardan nefret etmiyorum, sadece onlar etrafımda olmadığında daha iyi hissediyorum.
Onu sana tüm yaptıklarına rağmen affedebilirsin; zor olan onu affettiğin için kendini affedebilmektir.
İnsanların, senin hakkında ne düşündüklerini önemsemeyerek, ömrünü uzatabilirsin mesela.
Martılara attığım simit, önüne süt bıraktığım yavru kediler, Ve sana verdiğim değer, Hayvan severlik bu olsa gerek.!
Dostumsan yanımda, düşmanımsan karşımda ol. Ortada bir yerde isen; Benden uzak ol.
Eğer iki kişi arasında kalıyorsanız; ikinciyi seçin. Çünkü birinciyi gerçekten sevseydiniz, ikincisi olmazdı.
Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin.
Her insanın, hayatında kaçmakla direnmek arasında bir seçim yapmaya zorlandığı anlar vardır. Ben direniyorum.
Seni hiçbir zaman affetmeyeceğim”, içerisinde “Seni hiçbir zaman unutmayacağımı” da barındırır.
Yaşam felsefemi sordular cevapladım .. “Sonsuza dek yaşayacakmış gibi düşün, yarın ölecekmiş gibi yaşa.
Hep kalıplara uymayı reddettim. Geldiğim nokta şu; Diğerlerinden daha mutsuz, bi o kadar umutsuz ama kafam hepsinden daha güzel.
Hayatınızdaki odunlar yalnızca cehenneminize yakıt oluyor. Biriktirmeyin dostlarım…
Anladım ki; hayatında birinin olmaması değil, birinin hayatında olamamakmış yalnızlık.
Düştüğümüz kuyular sandığımız kadar dipsiz değil aslında, tutunmaya çalıştığımız ipler çok kısa.
Unutmayın dostlarım, Daha çok seven taraf, kaybetmeye daha yakın taraf olur hep.
Mutlu insanlar; Her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, Sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevenlerdir .
Cesur bir adam ve bir korkak arasındaki fark şudur; Korkak bir aslan ile kafese girmeden önce iki kez düşünür. Cesur adam ise aslanın ne olduğunu bilmez. O sadece yapmış olduğunu düşünür.
Hepimiz öleceğiz, hem de hepimiz, amma sirk ha ! Sırf bu bile birbirimizi sevdirmeli ama sevdiremiyor.Ufak tefek şeyler tarafından ürkütülüp, hiçbir şey tarafından yiyip bitiriliyoruz.
Bir çiçeğin büyümesi bizi ne kadar kederlendiriyorsa, ölüm de o kadar kederlendirmeli. korkunç olan ölüm değil, yaşanan ya da yaşanamayan hayatlardır.
Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar. Ve yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar. Ve sırf dardı diye kafalar, düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik, Sarılmak yakar bizi” deyip aşkı hep, uzaktan sevdik.
Ne zaman ki en sevdikleriniz yanıltır sizi, ne zaman ki birer birer düşürür herkes maskesini , ne zaman ki yalnızlıktaki o muhteşem gücü keşfedersiniz ,işte o zaman başlarsınız gerçekten yaşamaya.