Diriliş Ertuğrul Dizisi Sözleri

PAYLAŞ
Diriliş Ertuğrul Dizisi Sözleri
  • 5358
  • +
  • -

Yazımız 24 Aralık 2022 tarihinde güncellenmiştir.

4 sezondur devam eden fenomen dizi “Diriliş Ertuğrul’un” bugün 5 sezonunun ilk bölümünü (122. Bölüm) izleyeceğiz.

Sezon finalinden sonra çok uzun bir ara verdiği için dizinin takipçileri bu bölümü heyecanla beklemekte.

Bu yazımızda bu fenomen dizinin ilk dört sezonunda söylenmiş sözlerden, dualardan ve yeminlerden bir demet hazırladık.

5.Sezon Replikleri

 

Sırma:Gayrı içimde hiç sönmeyecek bir intikam ateşi var

 

Selcan Hatun:“Sirke küpünden sirke, bal küpünden bal çıkar derler. İlbilge Hatun töreli bey kızı olduğunu defaten gösterdi. İmdi bize de buyurduğun gibi sözümüzü tutmak en makbulüdür anam

 

İlbilge: Bu hainle birlikte diğer Türk obalarına karşı olan utancımızı da toprağa gömeceğiz

 

Allah’ım bize zalimler karşısında baş eğdirme. Bana şehitlerimizin intikamını almayı, kardeşlerimin kanlarının hesabını sormayı nasip et.

 

Düşmanlarımızı bertaraf ettik, hasret çektiklerimize de kavuştuk çok şükür, büyük cenk için geriye kalan tek şey bizim ilk meşaleyi yakmamız olacak

 

Büyük cenk için geriye kalan tek şey bizim ilk meşaleyi yakmamız olacak!’

 

Gayrı peçen düşecek! Şimdiye dek Beybolat yüzünü gördük! Gayrı Albastı yüzünü göreceğiz

 

Cihan bana küsse ben sana yine küsmezdim Bamsı… Bizim kastımız gafile değil gafletedir. Hata edene değil, hatayadır. Biz ki seninle tuz ekmek yoldaşıyız Bamsı.

 

Beybolat: “Beni saymayan, beylik gurumuzu haysiyetimizi düşünmeyen, ağabeyinin ardından iş çeviren bacımın gayrı benim için bir ehemmiyeti yoktur…

 

“İhanetin karanlığında saklananlar, adaletin güneşinde ortaya çıkmaya mahkumdurlar!

 

“Tövbe, kökleri kalplerde olan bir ağaca benzer. Dalları dudaklardadır. Nedamet ateşiyle ısınan göz yaşları gönlü ıslatıp gözlerden dökülünce, o vakit tövbe ağacının dalları çiçek açar, meyve verir.

 

Hafsa Hatun: Sen düşmana yaman bize tatlı sözlü oldun. Yüreği közlü, yiğit özlü beyim… Bamsı’m… Balaların seni bekler hadi kalk ne olur

 

Artuk Bey: “Bey kısmı böyledir; bir yanı ateş, bir yanı toprak…Bir yanı kara çelik, bir yanı ipek. Adaletle hüküm kesip cezanı vermesini bildiği gibi bağrına basıp şefkat göstermesini de bilir.

 

İlBilge: Eğer Albastı ağabeyim ise… Kanı sana helaldir. Bende bu uğurda, herşeyi yapmaya hazırım. Ölümü bile göze alırım

 

Turgut: “İmdi burda tulum tulum ayran,dağ gibi et yiyecekti ki bak o vakit nasıl cana gelirdi.

blank

Süleyman Şah Oğlu Yiğit Ertuğrul, Allah Hak Yolunda Sana Yar Olsun… Kutlu Oğuzlara Allah Yar Olsun…

 

Dağın yüceliği senden, Ocağın harı senden, Kara çeliği keskin edecek çekiç senden, GAYRI BÜTÜN ÇİLEYE DAYANMAK BENDEN BABA…

 

Beyine de o Alıncak’a da hatta gerekirse Hülagü’ye de iletesin; Süleyman şah oğlu Ertuğrul Söğüt’ü geri almıştır

 

Turgut: Sana, itlerin hükmü varsa kurtların töresi var demiştik. İmdi de pençesini göreceksin!

blank

Bizim sevdamız kutlu, davamız ebet müddettir. Sonsuza kadar adalet… Sonsuza kadar hürriyet!

 

Kılıç hakkı dediğin namustur. Biz namusumuzu danışma yada pazarlık konusu haline getirmeyiz. Vaktini kollar gereği neyse yaparız

 

“Zırhımız iman! Pusatımız adalet! Hedefimiz Nizam-ı Alemdir!”

blank
Eski bölümlerden

Madem cihandan silinmek istemeyiz o vakit bütün cihana yayılacağız!

 

Eğer obamda tek bir kişinin kılına zarar gelirse, seni Hülagü’nün gazabından kimse kurtaramaz!”

blank

İt havlamasıyla, kurtlar ürkmez!

 

İlbilge H: “Yalan söylemek, yalancı şahitlik etmek bize yakışır mı? Sen doğru ol eğri zaten belasını bulur!”

 

Ben senin bütün itibarını elinde tutan adamım. Benim istediğimi vermezsen benden hiçbir şey alamazsın

 

Hapsedersen halvettir Sürgün edersen hicrettir Öldürürsen şehadettir.

blank

Son zırh, son pusat, son Alp kalana dek mücadelemiz devam edecek!”

 

“Biz yalnızca Alemlerin Rabbi olan Allah’ın gazabından korkarız.“

 

Ertuğrul Bey, pusatını veresin.

– Kınındayken iyi bakasın. Kınından çıkardığımda görmeye vaktin olmaz.

 

Onun itibarını adım adım çiğneyeceğiz. Ulu dağlar gibi kibriyle buraya gelen Alıncak, toz olup savrulacak.

blank

“Evlatımız için! Obalarımız için! Dişe diş kana kan intikam!”

blank

“Kıvılcım harlanmak için bir soluk bekler!”

 

Obama zulmedip oğlumu almışsın! Lakin yere serdiğim düşmanlarım iyi bilir ki kimse benim vermek istemediğim bir şeyi benden zorla alamaz

blank

Dragos: “Senin en güvendiğin adamın olacağım Ertuğrul! Bana yaşattığın acıların karşılığında senin yaşayacağın acıların tarifi olmayacak.”

 

Zangoç ‘un bizim için yaptıkları kendi hududunu aşan işlerdir. Bu işin ardında bir bityeniği olabilir.”

 

Süleyman: “Alıncak daha önce gördüğünüz Moğolların hiçbirine benzemez! Geldiği yere karabasan gibi çöker. Eğer hakkından gelinemezse arkasında nehirleri kurutup, dağları kül edip, ocakları söndürüp gider.”

 

Çakalın oyunu, leşe üşüşene kadardır…”

 

Allah’ın emri Peygamber’in kavli ile İlbilge Hatun’u isterim.

 

İlbilge:  Obamdan, bu güzel yurttan kopma vaktim gelmiştir… Sana çok şey borçluyum Ertuğrul Bey… Hazır konuşmuşken sana da veda etmek isterim… Ağabeyim beni sürgün etti…”

 

Dragos:  Bundan sonra servet elimde, zafer kılıcımdadır!”

 

İlbilge :Ben Ertuğrul Bey’e sevdalandım..

 

Beybolat Bey:  Beyliğimizin menfaatleri için Ertuğrul Bey’le evlen desem?

Sırma: Sen ne dersen onu yapmak benim boynumun borcudur ağabey.

 

Beybolat Bey:  : “Laftan anlamaz mısın sen? Gönüllü olmazsa gönülsüz… Dirini vermezsem ölünü veririm Emir Bahattin’e… Lakin Ben Beybolat Bey lafını yedi dedirtmem!”

 

Ata nasihatidir, iyice belleyin: Her şeyin kökü ailedir. Nizamı bozuk bir tohum çınara dönüşemez.“

 

Ağzında bal olan arının bile kuyruğunda iğne var

 

Sakın kazanamayacağın bir savaşı aklına bile getirme, sonrası senin için geri dönüşü olmayan bir pişmanlık olur!

 

Kimse benim vermediğim bir şeyi benden alı koyamaz komutan!

 

Hakk düsturdur ekenler biçer, Oğuz töresidir konanlar göçer, adı görklü efendimiz buyurdu: cennetin kapısını cömertler açar

 

İmdi pusatımız akıldır. Sonra kara çeliğimiz, onlara tuzaklarını cehennem edecek.

blank

Artuk Bey:“Hakk’tan gelen baş üstünedir. Ben o kapının narınada razıyım, nurunada. Saçımın telleri kadar gözüm olsa hepsi İlayi Kelimetullah yoluna kurban olsun.”

 

Malum akıl fukara olunca dil ukala olurmuş…”

 

Selcan Hatun: “Cesaret edip bizi göğsümüzden vuramayanlar bizi gardaşlığımızla vurmak isterler. Birliğimize kast ederler.”

 

Bamsı:“Pusatlarımızın erişemeyeceği yerlere dualarımız ulaşır.”

 

Bizi güçlü kılan, Allah’ın davasına gösterdiğimiz sadakattir

 

Selcan Hatun: Cesaret edip bizi göğsümüzden vuramayanlar bizi gardaşlığımızla vurmak isterler. Birliğimize kast ederler.

 

Artuk Bey: Giden göz olsun Turgut’um. Sırrımız bize kaldı ya

 

İlbilge Hatun’un canı için öleceksin!

 

Hepimiz ölürüz lakin Konevi’yi sana vermeyiz.

blank

Oğul ne eylesin babadan mal kalmasa, baba malından ne fayda başımızda devlet olmasa.

 

Eyyy..! Hamza Heybetini Gizli Tut, Yürüyüşün Ölümü Korkutuyor…

 

Uranos:Ben komutan Uranos! İmparatorumuzun emriyle bundan böyle Lefke Kalesi’nin yeni komutanı benim! Ben buraya şövalye eğitmeye ve altın saymaya değil intikam almaya ve savaşmaya geldim

 

Sırma:Demek ki tam siper alamamışlar ağabey! Okumdan koruyamadılar seni

 

Bu gelimli gidimli, sonu ölümlü cihandan dar-ı bekaya göçtüğümüzde bizim yerimize siz kalacaksınız… Biz bir tohum ektiysek siz onu yetiştireceksiniz. Biz bir fidan diktiysek onu büyütüp siz ulu bir çınar edeceksiniz.

 

“Hakk yolunda sırtımızı Allah’ın davasına dayarsak ve “müminler ancak kardeştir” ayeti kerimesini kendimize kılavuz edersek, birbirimize sımsıkı kenetlenirsek asla zelil olmayız. La Tahzen İnnellahe Meana.

blank

Gayrı esaret zincirini kırıp hürriyet kıyamına kalkma vaktidir. Çok kan dökülecek. Çok canlar gidecek lakin Allah’ın izniyle… Dökülen kanlar üzerinde, Türk’ün hürriyet ateşi yeniden yükselecek.”

 

‘Anadolu imdiye kadar gördüğü en şiddetli cengi görecek!”

blank

Söğüt’te kurduğumuz ocağın etrafında sımsıkı birleşeceğiz. Mazluma umut, inşallah zalime yavuz olacağız.

 

Hele dillere bak hele. Her şeye de cevabu vardur. Babama av avlayayum, kuş kuşlayayum da aş yeyüp kendüne gelsün demez de, gez dolaş der

 

Alpın hası, aşkı yüreğinde yaşatandır oğul

blank

Dragos:”Ertuğrul… Beni o kadar kolay bulamayacaksın. Bunun için daha çok kanların akması, çok canların ölmesi gerekecek.”

 

İlbilge: Ertuğrul Bey, bilmeden gittiğim yanlış yoldan beni çevirdin. Bundan gayrı tek gayem esas katili bulmak.”

 

Evlat, oğul babanın yerine yetişenidir, iki gözünden biridir. Devletli oğul olsa ocağının korudur. Sen benim ocağımın korusun evlat. Otağımın üç direğinden birisin

blank

 

Oğlumun kılına zarar gelirse, o kaleyi başına yıkarım!

 

Bugün oğluma tuzak kurdular lakin bilmezler ki tuzak kuranların en hayırlısı Allah’tır.

 

Vakti geldiğinde ecelleri Süleyman Şah oğlu Ertuğrul’un elinden olacaktır

 

Dragos: “İlbilge, Gündüz’ü öldürdüğünde Söğüt geri dönüşü olmayan bir kıyamete doğru sürüklenecek!

 

Anasını evlatsız, hatununu ersiz, evladını yetim koymak isteyen varsa buyursun!

 

Osman: Sen benim kanımsın, canımsın! öl de ölürüm!

 

De bakalım Dragos denen o it kim!”

 

Mergen: Ben hak yoluna girdim.

 

İlahi adalet, tüm zalimlerin, tuzak kuranların hakkından gelecektir!

 

“İçinde hala bir şüphe varsa canımı sana bağışlamaya hazırım İlbilge hatun. Bana itimat etmezsen vur beni!

 

İlbilge: Gayrı oğlun Gündüz’ün canı da yetmez. Tüm Kayılar’a tüm Söğüt’e kan kusturacağız!

 

Dragos:Ölümün tatlı kollarına bırak kendini Umur Bey!

 

Bir ahmaklık daha ederseniz pusatım kellelerinizi almadan kınına girmeyecek

 

Hayme Ana: Ah öfkeli Gündüz’üm, Ertuğrul’um seni korumak için atmıştır zindana. Allah’ım sen bize yardım et!

 

İlBilge: Bana istediğim bilgiyi verirsen, sırtındaki kamburu hafifletirim.

 

Dragos: Söğüt çok karışacak. Bizde bu karışıklıkta her yeri ele geçireceğiz!”

 

Buraların uç beyi benim. Suçluları ben bulurum, hesaplarını da ben keserim

blank

Osman: İnsan gardaşlarına, sevdiklerine yalan söyler mi İlbilge hatun!”

blank

Yol nereyedir? Kızıl elmayadır! Menzil neredir? Şehadettir! Vuslat kimedir? Vatanadır! Vatan neredir? Tüm cihandır!

 

Ya bu yangında kül olup savrulacağız ya da dimdik ayakta duracağız!”

 

Türk aç kalır, susuz kalır lakin devletsiz kalmaz

 

 

Anadolu’nun her karışında yatan şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine and olsun ki devletimizi kuracağız!

 

 Söğütte kendi hür beyliğimizi ilan edeceğiz.

 

Söğüt Anadolu’nun kalbidir, yüreğidir. Biz bu toprakları kılıç hakkıyla aldık, alın teriyle de mamur ettik. Yüreğimiz hürriyet ve adalet için attıkça umut kesilmez

 

Sen kazancının helal mi haram mı olduğunu bilmeden nasıl alırsın

 

Bu cihanda neyimiz var ki? Pusatımız bir de inancımız. Bir de döşeğimin altında sakladığım kefenim… Bana ait olan ne varsa hepsini vereceğim.

 

 

İlk 4 Sezon Replikleri

Er sözü, er yüzüne söylenir.

 

Aslı kurt olanın, nesli kurt olur.

 

Yeri dağlar, töreyi beyler tutar.

 

Toy senin, av benim olsun ağabey.

 

Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır.

 

Yiğidin bakışı, korkağın kılıcından keskindir.

 

Aslan kapana girdi mi, çakallar bile diş bilermiş.

 

Gönülleri bir olanlar için ayrılık yoktur.

 

Oğuz töresi, duymasını bilene çok şey söyler.

blank

İftiralar, sahibinin kötü yüreğinin aynasıdır.

 

Vatan, atalarımızın mezarının olduğu her yerdir.

 

Bırakın onlar oyun kursunlar. Zor oyunu bozar.

 

Deveci ile ahbap olan, kapısını ona göre yaptırırmış.

blank

Tereddüt, yiğidin diri diri toprağa girdiği gündür.

 

Düşmanın zalimliği, hileleri hiçbir zaman bitmeyecektir.

 

Neslimiz daim, imanımız kaim, devletimiz ebed müddet olsun.

 

Bir Türk son nefesini vermeden, son söz söylememiştir.

 

 

Bilinsin ki çakalların hükmü, “kurt” ayağa kalkana kadardır.

 

İsyan edip kötü söz söylemek yerine, Allah’ın adını an, duanı et!

 

Bir canım var, o da Allah’tan emanet. Beni neyle korkutabileceksin ki?

 

Bizim töremizde hesap sormak toya, hesap vermek beye düşer.

 

Selçuk oğullarıyla, Selahattin Eyyubi’nin evlatlarını çatıştıracağız.

blank

Her kuş kendi cinsiyle uçar. Kartallar kartallarla, kargalar kargalarla.

 

Soysuzlardan korkup döşeğe gireceğime, şerefimle mezara girerim.

 

Bir nefesine bile hükmedemediğimiz bu dünya için boyun mu bükeceğiz?

 

Sadece ihanet edenler değil; işini düzgün yapmayanlar da bedel öder.

 

Cenk ölünce kaybedilmez! Cenk düşmanlarımıza benzediğimizde kaybedilir.

blank

Unutmayasın! Elindeki sırrı saklayamayana yeni sır vermez, sırların sahibi.

 

Sınırımızın ötesinde sandığınız düşmanlar, sarayınızın içinde farkında değilsiniz!

 

Her kuvvet bilir ki, Anadolu’ya hâkim olmak tüm cihana efendi olmak demektir.

 

Bizde kuş avlanmaz, yemlenir. Kuş avlayacağım derken kurda yem oldunuz.

 

Kader gayrete aşıktır derler, çektiğin zahmet gün gelir rahmete dönüşür.

blank

Mermer yontulmadan, insan yanılmadan mükemmelleşmez. Dünya imtihandır…

 

İhanet, adaleti zedelerse; eğri kılıçlarımız, yoldan sapanları doğru yola getirecektir.

 

İbrahim’leri hiçbir ateş yakmaz. Hiçbir kuyu Yusuf’ları yutmaz. Firavunlar Musa’ya hükümdar olamaz.

 

Bu alemin sahibi de, İslam’ın sahibi de Allah’tır. Sana düşen Hak yolunda gayrettir.

 

Gerekirse Hz. Peygamberimiz gibi bize inanan bir avuç insanla hicret edip düşeriz yollara.

blank

Dünyevi aşkına kavuşamayacağını bildiğinde, ilahi aşka kavuşmak isteği ile yanıyor insan.

 

Allah bizi muhatap almış Kuran-ı Kerim’i indirmiş. Ben onu okumaz isem nankörlük yapmış olurum.

 

Dünya hancı, biz yolcu, yiyecek lokması, alacak nefesi biten giriyor kara toprağın altına.

 

Acı en büyük lütuf olmasa Allah en ağır olanları en sevdiği Peygamberlerine, dostlarına verir miydi?

blank

Derdi Allah’ın davası olan kişi, cihan üstüne gelse durduğu yerde dirayet gösterir.

 

Töre bilmeyen adamdan sultan olmaz. Bey de olmaz, adam da olmaz. Adam olmayanla da bizim işimiz olmaz.

 

Atalarımızın destanlarını masal mı sandın? Onlar bebe uyutmak için değil, adam uyandırmak içindir.

 

Bu topraklar yiğidin harman olduğu diyarlardır. Biz seve seve can veririz lakin bir karış toprak vermeyiz.

 

Rızık endişesine düşüp kimsenin gölgesi olmayacağız. Hakk için, haktan gayri bir yola düşmeyeceğiz.

blank

Derler ki; Güneş belirmişken yıldızlara bakıp yön tayin edilmez. Bırak yıldızlarla uğraşmayı, görmek istersen güneş benim elimde.

 

Unutmayın!.. Oyun bitince şah da, piyonlar da aynı kutuya girerler sonunda. Galibin kim olduğunu onları masadan kaldıran bilir sadece…

 

Sancak sahibine teslim edilmelidir. O, sahibi ki cenkten geri durmaz. Yaradan’dan umudunu kesmez.

 

Cesur, dürüst, güzel yürekli bir yiğitsin  Bey. Sana can borcumuz bir değil bindir! Ama benim kaderim çok önceden yazılmıştır.

 

Sen Bey’sin. Yıkan değil, yapan olasın. Unutan değil, hatırlatan olasın. Öldüren değil, yaşatan olasın diye beysin.

 

Allah, kulunun zahirine bakar, batınını görür. Nice içi kafir dışı Müslüman, dışı kafir içi Müslüman vardır.

blank

Esir olmayacağız. Zelil olmayacağız. Teslim olmayacağız.Tek sözümüz vardır: Zalime karşı cesaret, esarete karşı hürriyet!

 

Güneşi bayrak, göğü çadır eyleyeceğiz. Kısraklarımızı uçsuz bucaksız ovalara süreceğiz. Pusatlarımızı yar eyleyip ordularımızı gür kılacağız.

 

Biz Oğuz’un şanlı soyuyuz. Adalet ve hürriyet üzere doğduk, öyle yaşar, öyle ölürüz. Sonsuza kadar adalet sonsuza kadar hürriyet!

 

Alp o adamdır ki; yenilince yerinmesin, kazanınca öğünmesin, zafere değil sefer ile yükümlü olduğunu bilsin.

 

Türk; aç kalır, susuz kalır, lakin devletsiz kalmaz. Ya bu devlet adalet üzere olacak ya da biz adalet üzere bir devlet kuracağız.

 

Allah’ın varlığını unutmadan, kardeşini dardan kurtaracak vesileyi aramaktır tevekkül. Yiğidin imtihanı çetin olur ve yiğide durmak yaraşmaz. İbn’i Arabi

 

Biz Müslümanlar cenk ettiğimiz kâfire bile son bir kez merhamet gösteririz, gösteririz ki belki doğru yolu bulur diye!

blank

Çaresiz kaldıkça Rabbin El-Kadir olduğunu hatırla. Aç kaldıkça onun Er-Rezzak olduğunu tekrar et kendine. Burada Rabbinlesin tastamam, unutma!

 

Aktolgalı! Toynaklarınla bastığın her karış toprak, bizi bir ihanetten diğerine, bir acıdan ötekine taşıdı. Gördüm ki, devranın sırrı, adalet etmek için cihad etmekmiş. Adalet üzere kuracağımız topraklarda gizliymiş.

 

Biz Oğuzların Üçok Kolu’yuz. Altaylar’dan inip Orhun’dan sulanıp geldik. Müjdeler olsun  Bey! Otağına nur saçan bu bala oğlun Osman’dır. Kılıcı gök pusat, davası adalet olsun.

 

Allah bir yiğit çıkarır. O’nun sancağı altında tüm alemi birleştirir. O’nun evlatları da Konstantiniyye’yi de feth eder.

Kudüs’ü de alır. Mekke ile Medine’ye de hizmet eder.

 

Biz birbirimize kıydıkça, zalimler de hükümranlığına devam eder. Aklımızı ve gönlümüzü toprağa gömdük. Şuurumuzu kaybettik. Eğer bir “DİRİLİŞ” başlayacaksa, evvela aklımızı ve gönlümüzü yeniden kazanmalıyız.

 

Ol deyince olduran, gönüllerimiz imanla dolduran Allah’a, sancağa, pusata yemin olsun! Çıktığım gaza yolunda Hızır Ata yoldaşım, Hazreti Ali pirim olsun. Zülfikar pusatım, düldül atım olsun. Sefer bizim, zafer Allah’ın olsun!

 

Soluk soluğa koşan atlara and olsun. Nallarından kıvılcım çıkanlara and olsun. Boyumuz için, beyimiz için, töremiz için ölmekten korkar isem, kara çelik, öz kılıncımla gök ekin gibi biçileyim.

 

Çıktığımız yol, nizam-ı âlem için gaza yoludur. Gök yeleli atlarımızla ufukları aşan dek, gündoğumundan günbatımına Allah’ın adaletini yayana dek durmayacağız. Yolumuz yedi iklime, bütün denizlere, bütün ırmaklaradır.

 

Asla korkmayın! Sancağımızı dalgalandıran da töremizi yaşatan da damarlarımızda taşıdığımız şerefli kandır. Biz bu kanı taşıdıkça, ayak bastığımız her yer yurt, sesimizin ulaştığı her yer bize vatandır.

 

Üstte mavi gök, altta yağız yer şahittir ki, gecenin en koyu ânı, şafağa en yakın olan ânıdır. Unutmayın ki devlet, taş binaların içinde değildir. Devlet Türk’ün ruhudur ve her Türk bir devlettir. Yeryüzünde bir Türk bile yaşıyorsa, bizim için bir devlet var demektir.

 

Bu yolda İbrahimî bir tavırla, karınca kararlılığıyla gerekirse ateşlere yürüyeceğiz. Lakin asla ve asla davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Zafer bizi ne kibre ne de rehavete sürükleyecek. Bir gönül fethetmeyi bin kale fethetmeye tercih edeceğiz. Gayelerimize tüm insanlığı ortak ekleyeceğiz. Yarın herkes bilecek! Eğer biz bu ülküyü yaşar ve yaşatırsak, bir gün bu koca cihanı Türkler fethedecek.

 

Ya Rabbî! Bizi taşıyamayacağımız yükle imtihan eyleme. Bizi iktidar verip seni unutanlardan eyleme. Şan ve şöhret için cenk edenlerden, kibri uğruna gönül yıkanlardan eyleme. Ya Rabbî! Beni her daim senin rızan için hayat süren kullarından eyle. Ya Rabbî! Obamın, boyumun, ailemin huzurunu bozma, bozmak isteyenlere de sen fırsat verme Allah’ım!

 

Çıktığımız bu kutlu yolda, atalarımızın şanlı tarihinden güç alıp, bir avuç insanla neler yapabileceğimizi tüm cihana ispatlayacağız. Yapamaz diyenleri, bizi engelleyenleri, keferenin elinde helak olacaksınız diyenleri, kuracağımız devletle utandıracağız. Güneşi sancak göğü çadır eyleyeceğiz. Yağız yeri titretip, mavi göğü deleceğiz. Pusatlarımızı yar eyleyip, haşmetli ordular kuracağız. Adaletin ve merhametin muhafızları olacağız. Pusatım gök girsin, kızıl çıksın ki bu uğur da gece gündüz demeden çalışıp, didinip, soyumuzu da, obamızı da muzaffer kılacağım. Allah yar ve yardımcımız olsun.

 

Osman’ım! Kutlu oğlum! Aslan yeleli, kurt bakışlı oğlum! Kutlu düşlerle muştulandın ulu atalardan, adını aldın atam Süleyman Şah’tan, ulu bahar toyunda doğdun görklü anandan. İnşaallah kutlu Söğüt ocağında büyümek nasip olsun sana. Bir yanında bileği pek, yüreği mert yiğitler bir yanında ağzı dualı ulular yürüsün. Ardına ordular düzülsün. Önünde gaza yolları açılsın. Ey oğul! Kutlu Söğüt ocağında aldığın ateşi gün doğumundan gün batımına kadar taşıyasın. Denizler denizin, ırmaklar ırmağın olsun. Mavi gök çadırın, güneş bayrağın olsun. Tek gayen rıza-i İlahî olsun oğul!


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir



blank