Edip Cansever Sözleri

PAYLAŞ
Edip Cansever Sözleri
  • 1728
  • +
  • -

Yazımız 1 Eylül 2024 tarihinde güncellenmiştir.

Edip Cansever Sözleri…
8 Ağustosta İstanbul’da doğan  şair Edip Cansever  1976 yılından sonra sadece şiirle uğraşmıştır. İlk şiiri 1944’te İstanbul dergisinde yayınlandı. İkinci Yeni akımının özgün örneklerini verdi.

Cemal Süreya’nın tabiri ile

” Yeşil ipek gömleğinin yakası

Büyük zamana düşer.

Her şeyin fazlası zararlıdır ya,

Fazla şiirden öldü Edip Cansever.

 Bu yazımızda Edip Cansever’in şiirlerinden alıntıladığımız sözlerinden bir demet hazırladık…

Edip Cansever Sözleri

… bir eylemdir yerine göre susmak.

 

Her şairin bıktığı bir şiiri vardır.

 

Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki

 

Gökyüzü mavi ise, umutlar beyaz olsun…

 

Çıkalım! Yoruldum artık kendimden.

 

Edip Cansever Sözleri

Edip Cansever ve eşi

Ve bazıları; yokken bile vardır, fazlasıyla.

 

Gökyüzü gibi çocukluk, hiçbir yere gitmiyor.

 

Biz aykırıya, ayrıntıya, ayrıksıya, azınlığa tutkunuz.

 

Ve  Mutluluk. Bir kibrit çöpü ne kadarcık yanarsa.

 

Kimsenin öldüğü yok, yaşadığı da herkes biraz var o kadar.

 

Tek ihtiyacım neydi biliyor musun? Bir papatya yaprağı daha.

 

Nedensiz bir çocuk ağlaması bile çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.

 

İnsanın insandan başka dayanağı yok. Yalnızlık bile, başka insanların varlığı bilindikçe bir anlama kavuşuyor.

 

Ah bu nisan yağmurları. Hüznünü kaybetmiş çocuklar gibi şaşkın, yağıp bitiyor. Bitsin.

 

Güç iştir çünkü bir tarihi insan gibi yaşamak. Bir hayatı insan gibi tamamlamak güç iştir.

 

Ben suyun bir dakika durduğu

Durunca boğulduğu bir yerdeyim.

 

Adamlar gördüm, yürekleri gözlerine taşan adamlar.

 

Bana kalbimdesin deme!

Bilirsin kalabalık yerleri sevmem.

 

blank

Gülemiyorsun ya, gülmek

Bir halk gülüyorsa gülmektir

 

 

Bakmayın etrafımda çok insan dolandığına,

Sırılsıklam yalnızım aslında..

 

Bu yüreğe bu kadar acı fazla dersin bazen kendine. Ama hata bizde. Küçücük bir yürekle kocaman sevmek ne haddimize !

 

Bir şarkı ne zaman güzel değildir

Sonu olduğu zaman

Sonu yoktur çünkü güzel şarkıların

 

İnsan yaşadığı yere benzer O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer.

 

Omuzlarına düşerse bir çınar yaprağı

Hüzünlensin yaşayanlar o zaman

Sırası değil hüznün daha.

 

Öyle bir çık ki karşıma her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi, az kalsın ölüyormuşum gibi hissedeyim seni.

 

Kaleler yıkılır bir bir, bayraklar solar

Vuruşmak eskir

Ama aşk

O durur, aşk her yüzen geminin su kesimidir.

 

Umutsuzluğumu büyütüyorum” diyorsun, yalan!

Var olmak, bir umudun sözcüsü olmaktır aynı zamanda…

 

Bazen arkana bile bakmadan gitmek istersin. Öyle her şeyi bırakmana falan da gerek yok. Anıları bırakabilsen yeter.

 

Gölgen yok senin, ayak izlerin yok

Neden mi?

Acılar barınmamış ki sende;

Mutluluk yok, mutsuzluk yok…

 

Tanrım bize bir salıncak!

Çok çabuk geçmek için şu olup bitenleri

Bir daha, bir daha, bir daha

Unutmak, unutmak, unutmak.

 

Elbette umutsuzluğa düşerim bazan

Elbette umutluyum her zaman

Neden yazılır bir şiir

Neden okunur bunca yazı

Çünkü nasıl aşılabilir başkaca

İnsanın karmaşıklığı.

Kuş olsun, insan olsun, yalnızlık sevmesini bilmeyenlerin icadı..

Hiç gitmeyecekmiş gibi sevenler, hiç sevmemiş gibi gittiler.

 

MASA DA MASAYMIŞ HA

Adam yaşama sevinci içinde

Masaya anahtarlarını koydu

Bakır kaseye çiçekleri koydu

Sütünü yumurtasını koydu

Pencereden gelen ışığı koydu

Bisiklet sesini çıkrık sesini

Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu

Adam masaya

Aklında olup bitenleri koydu

Ne yapmak istiyordu hayatta

İşte onu koydu

Kimi seviyordu kimi sevmiyordu

Adam masaya onları da koydu

Üç kere üç dokuz ederdi

Adam koydu masaya dokuzu

Pencere yanındaydı gökyüzü yanında

Uzandı masaya sonsuzu koydu

Uykusunu koydu uyanıklığını koydu

Tokluğunu açlığını koydu.

Masa da masaymış ha

Bana mısın demedi bu kadar yüke

Bir iki sallandı durdu

Adam ha babam koyuyordu.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir