Yazımız 31 Ocak 2025 tarihinde güncellenmiştir.
Ferdi Tayfur Sözleri…
Ferdi Tayfur adıyla bilinen Ferdi Tayfur Turanbayburt (d. 15 Kasım 1945, Adana-2 Ocak 2025, Antalya), Türk ses sanatçısı, besteci, söz yazarı ve sinema oyuncusu. Toplamda dokuz defa Altın Plak Ödülü kazanan sanatçı sinema filmlerinde de yer alan kendi yazdığı şarkılarla ünlenmiştir. 30’dan fazla albüm ve 30’un üzerinde film yapan 1982 yılında ise kendi adına Ferdifon Plakçılık şirketini kuran sanatçı 2009 yılında da inşaat sektörüne de girmiştir.
Bu değerli sanatçımızın sözlerinden ve yazdığı kitaplardaki alıntılardan bir derleme hazırladık…
GÜNCELLEME:
Ferdi Tayfur’un cenazesi Cumartesi günü saat 09.00’da İstanbul’a getirilecek. Tayfur için aynı gün saat 12.00’da AKM’de bir tören düzenlenecek. İkindi namazına müteakip Emirgan Camisi’nde kılınacak cenaze namazı ardından Tayfur, Yeniköy Mezarlığında toprağa verilecek.
Ferdi Tayfur Sözleri
Asalet para ile satın alınmaz.
Çok bilmişi olan bir ülkede yaşıyoruz.
Doğruya eğri gözle bakarsan doğruyu eğersin.
Dedim ya sana sövenden korkma, severim diyenden kork.
Sanat camiası tıpkı asker ocağı gibidir. Kim önce geldiyse kıdemli odur.
Olayları kendine göre yorumlarsan kulakların çok sesliliği duyamaz olur.
Söyleyerek kazanabildiklerimize karşı söyleyerek kaybettiklerimiz de pek çoktur.
“Kültürlü insan yetiştirmeye bak…Ah keşke beni de okutsalardı da Ferdi Tayfur olmasaydım…”
Zorluk etrafınızdaki insanların size dost görünüp arkanızdan kuyunuzu kazmalarından ileri gelir !
Hiçbir sevgi, hiçbir sevgili, hiçbir koca, hiçbir kadın, çocuk, ana, baba… sanat kadar kıskanç olamaz….
İlk kez bu sinemada öğrendim; hırsızın çocuğunun hırsız, hakimin çocuğunun hakim olmayacağını!..
“Önyargılı insanlarımız o kadar çok ki, gerçekleri görürler, işlerine gelmediği için inkâr edip aşağılarlar.”
Atatürk’ü yanlış anlayanlar var! Atatürk, çok sesli müzik demişse; illa ki Batılılaşın, aslınızı unutun dememiş ki!
Öyle ya, bir şeyler yazmaya çalışacağım; insanlar beğenir mi ilgilerini çeker mi diye daha en başında sınıfta kalıyorum!..
Ferdi Tayfur Sözleri
Yeter ki içimdeki şevkimi, içimdeki hevesimi, içimdeki insan olma aşkımı öldürmeyin ve yeter ki dokunmayın dürüstlüğüme.
Ben ikisini bir koltukta taşıyamadım. Bunu başaramadım. Ya aşık oldum, yaptığım işi unuttum; ya da işime dört elle sarıldım, aşkımı unuttum…
Şarkılar bize çok şey anlatır… Arabesk sevmeye bilirsin ama sözleri seni bir yakarsa 3 dakikada bir ömrün gözlerinin önünden nasıl geçtiğine şahit olursun
Hayat hem çok kısa, hem çok uzun. Sadece bir dünya vardır, o da şu an; şu dakika bizi saran, içinde bulunduğumuz durum, aldığımız hava, içtiğimiz su …
Ülkesini, insanını ve bayrağını sevmek, savunmak,ırkçılık değildir; aksine kahramanlıktır. Yeter ki insan haklarına saygılı olun. Bu dünyada her insanın yaşama, gezme, görme hakkı vardır. Ve bu gezegen, her canlının ana vatanıdır.
Nasıl başardım?.. Bana göre, birincisi: Sarıldığım inanca gerçekten hayatımı koydum ve çok çalıştım. İkincisi: Aşırı dürüsttüm…tehlikeli dürüst!.. Nasıl mı tehlikeli? Tehlike tamamen kendimedir. Çünkü hem dürüst, hem saf olmak kişiye mutlaka zarar verir.
Utana sıkıla şarkı türkü söylediğimde, hemen benimle iigilenirlerdi. Sevgiyle bakarlardı. İşte bu benim geleceğimdi… Özgürlüğümü kazanmak, anneme kardeşlerime bakmak, geleceğimin peşine düşüp ne pahasına olursa olsun, hakkım olanı almak zorundaydım. Insanca yaşama hazinemin, benim içimde gizli olduğunu öğrendim. Ancak, bir problem vardı! Bu, içimdeki gizli gömüyü nasıl ortaya çıkaracaktım?
Bence gelecek nesillere; kültür, sağlık, yüzde yüz okumuş bir toplum ve gerçek hukukun üstünlüğü ilkesi… Ve insan ve doğa ve hayvan sevgisi… Ve çağa ayak uydurmuş, aydın insanlar ülkesini bırakmalıyız… Tüm bunlar neyle olur? İlimle irfanla… Okullarla, yüksek okullarla. İnsan sevgisiyle, doğa sevgisiyle… Çevre bilinci ve gene çevre sevgisiyle…
“Yok yani… dedi. Sanırım yazmak, belli bir birikim, belli bir kültür düzeyi, noktasını virgülünü koymak, anlatmak, ne bileyim yani işte?!” “Haklısınız!” dedim. “Siz sanırım okula gitmekle, okumayı karıştırdınız, bir tuttunuz! Bana göre okula gitmek başka, okumak başka. Bunları ayırmak gerek. Önemli olan yazmak değil, okumaktır. Önce ne olursa olsun okumak, okumak, okumaktır. Gerisi kolay… İmla kuralı yoktu Çivi devrinde. Ama insanların ne demek istediklerini anlayıp çözdüler. Eğer kayalara,taşlara yazılan bu geçmişi, insanlar çok okuyup araştırmamış olsalardı, onlar da çözemezlerdi. Boşverin ben yazayım da; noktasını virgülünü siz koyun.”
” Kızım; önünde uzun bir hayat var. Benden sana bu âlemin en zirvesine tırnaklarıyla kazıyıp çıkmış, baban olarak tavsiyem, başkaları ne der diye yaşama. Seni gaza getirip, hiç işe yaramaz, ancak cahillerin taşıyacağı gurura hapsedip, çekilip, arkandan gülerler. Sen üzüntünle, kederinle kalırsın. Boşver sen onurunun peşinde ol; önemli olan onurdur. Gerisi boş. ” Dinimize sövenin imanı olsa ya!” derler. Arkandan sövsünler bırak; sen ” seni severim” diyenlerden sakın. Hislerini kullanıp seni ağlattıklarında başını koyup ağlayacağın tek yer vardır; o da; annen, baban, kardeşlerindir, bir de gerçek hayranlarım. Unutma! ” Senin kötü dediğin yakının, elin iyisinden daha iyidir.”
Eğer, bugün ben, bu bana yapılanlara gülüyorsam, inan ki haklı olduğuma inandığımdandır. Yoksa belki de son yılların en büyük trajedisini yaratır, bu magazin magandalarını toplumun vicdanına hapis ederdim! ” Nasıl mı?” Mesela intihar etsem, ya da birini vursam! Manşetler. ” Vay, vay, vaaay olaya bak! Sanatçı, hakkında çıkan haberlere dayanamayıp ölümü seçti” Ya da; ” Arkadaşımızı vurdu.” Sabah programlarında: ” Olay, olay, olay! Biz demiştik; işte bakın nasıl da dayanamayıp kaçtı. Bunda asla bizim suçumuz yok. Saygısından gene de arkasından konuşmayalım. sıradaki haberimiz gelsin.” Ve yine öfke, yine isyan, yine kovalamaca, yumruklar, bağrışmalar, mağdur gibi gösterilen tutma zavallılar. Hiç mikrofon uzatıp soru soran magazinci gencin ne durumda olduğuna dikkat ettin mi? Çocuk her an tekme yumruk yiyecekmiş gibi korku içinde. Onu kınamıyor, ona, o gence hep acıyorum; çünkü o evine ekmek götürmeye çalışan biri. Ya onun arkasındakiler. Yani esas yapımcılar. Onları mutlu etmek mecburiyeti vardır. Yoksa işi alınır elinden. Sence böyle gelmiş böyle mi gidecek? Evet maalesef bu böyle. Tıpkı yetmişli yıllarda olduğu gibi..
Ferdi Tayfur Sözleri
Evet Ferdi Tayfur Müslüm Gürses gibi gerçek anlamda sanatçılar halkına toplumun nabzını tutmayı başaran nadir sanatçılardır.Halkının sanatçıları yine halkının yanıbaşında onun isyankarı olmuş vücut şeklidir.
Tüm ozanlarımız şairlerimiz sanatçılarımızı sevgi saygıyla yaad ediyorum.