Yazımız 31 Aralık 2023 tarihinde güncellenmiştir.
Galata Kulesi ile İlgili Sözler…
Güzel İstanbul’umuzun simgelerinden olan Galata Kulesi ile ilgili sözlerden bir demet hazırladık.
Galata Kulesi ile İlgili Sözler
Galata’ya attığınızda adımınızı aklınıza Hezarfen gelir, Vedat gelir, yürekte kopan fırtınalar gelir, yürek yakan yangınlar gelir.
Galata kulesi tam bir sır küpüdür. İstanbul’a tepeden bakar ve kimsenin görmediklerini görür, bilmediklerini bilir.
Galata’ya ilk adımınızı attığınız zaman anlayacaksınız bazen bir binanın sadece bir taş yığınından fazlası olduğunu.
İstanbul deyince aklıma kuleler gelir, ne zaman birini çizsem öbürü kıskanır, ama şu kız kulesinin aklı olsa galata kulesine varır, bir sürü çocukları olur. (Bedri Rahmi Eyüpoğlu)
“Demek sen Galata! ” Ben de Kız Kulesi, memnun oldum tanıştığımıza! Doğru söylüyorsun ! Sen de ben de çok yakışız bu masala. Bu şehrin efsunlu güzelleriyiz biz. Bin bir ses çarptı asırlık duvarlarınıza. Nasıl yani? Sen ve ben mi diyorsun ? Bir de bu şehir! İkimiz bir aşkın yüzünü İstanbul yaparız öyle mi? Deli olma !” (Kız Kulesi’nden Galata’ya Mektuplar, Eda Tezcan)
Galata’yı ziyaret edip ona onun gözüyle bakmadıkça İstanbul, İstanbul değildir aslında.
Bazen bir bina aslında bir binadan daha fazlasıdır, işte burası Galata kulesidir.
Böylece Kız Kulesi mektuplar yazmaya başladı Galata’ya. Hiç gönderilmeyecek mektuplardı bunlar. (Eda Tezcan)
Güneşin doğuşu bir başka, batışı bir başka, gecesi ayrı keder, gündüzü ayrı bir yer, sevgililerin vazgeçilmezi, gözyaşlarının sessiz adresi Galata Kulesi.
Ben sıvaları dökülen galata kulesi, sen dalgalar arasında kız kulesi. Sırtını dönmüşsün bana, dalgalardan bahsediyorsun aramızdaki, oysa ben tüm dökülen sıvalarıma rağmen, yüzyıl sonra bile sana en yakın. Ben galata kulesi, sen kız kulesi. ( Anonim )
Galata hala Hazerfan’ı anar, boğazdan geçen gemilere göz kırpar ve onca yaşadıklarına rağmen sırtınızı yaslayacağınız çok eski bir sırdaş gibi sessiz sedasız durur İstanbul’un kalbinde.
Kız Kulesi neler gördün sen; bir güzel prensese ecel oldun, balıkçılara iskemle, şarapçılara masa oldun, aşıklara samanlık, Ahmet Çelebi uçtu başından, Galata’ya sevdalandın, kaç gemi geçti önünden. (Anonim)
Başım dik, tenim hafif kavruk buğday rengi, galata kulesi koydular ismimi, bilirim, işlemeli değildir yapıldığım taşlar. Lakin ölçemedi, hiçbir ölçü birimi, duvarlarıma kazınmış şiirlerin kıymetini. (Aydın Meriç)
Onlar nereden bilsinler senin kıymetini, bilmez onlar. Seni sevmesini de beceremezler. En güzel ben severim seni. Hem onlar kâğıttan galata kulesi yapabilirler mi hiç? Yapamazlar işte ben yaparım. Anlasana kimse yapamaz başka kimse sevemez böyle seni. (Ali Lidar)
Asırlardır göz göze bakarlar, bakarlar da, bir türlü kavuşamazlar. Yanıktır Kız Kulesi’ne Galata. Zerafetine, ihtişamına hayrandır. O büyük sevdası uğruna, kim bilir kaç kez sırılsıklam ıslanmıştır, İstanbul’un delice yağan yağmurunda. ( İbrahim Uğur Toprak)
Aslında o bu aşkta yoktu. Hiçbir zaman da olmadı. Bu aşkta ben bile yokum artık. Bu iki kulenin iç burkan, tozlu kitaplar da unutulmuş hüzünlü masalı. Boğazı dantel gibi süsleyen bir kadındı Kız Kulesi. Herşeye tepeden bakan kibirli Galata’ya aşık oluyordu. Karşılığı olmayacağını bilerek… Sevmekten bir adım öteye geçemeyeceğini kabullenerek seriyordu yüreğini Boğaz’ın tam ortasına. Ne yapsın ? Kaderi böyle yazılmış. Bir şaheserin ortasında hüzünle kavrulmaya mahkum olmuş bir yazgısı vardı Kız Kulesi’nin. ” (Kız Kulesi’nden Galata’ya Mektuplar, Eda Tezcan)
Fon-Şarkı:Can Atilla-Yıldızların Kulesi Galata

Adımlarken Galata kulesi’nin
daracık basamaklarını
uçup uçmayacağını bilmiyordu Hezarfen
bir tek şeyden emindi yalnızca
inmeyecekti yürüyerek
çıktığı merdivenden (Çorap Kaçığı, Sunay Akın)