Yazımız 15 Mayıs 2023 tarihinde güncellenmiştir.
George Orwell Sözleri…
1903 yılında Hindistan’da doğdu. İngiliz edebiyatının en önemli isimlerindendir. Asıl ismi Eric Arthur Blair. Babası Hindistan’da görevli bir İngiliz, annesi Fransız asıllıdır.
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı romanı ve bu romanda yarattığı Big Brother (Büyük Birader) kavramı ile tanınır.
Eserlerinde yer alan netlik, zeka, sosyal adaletsizliğe karşı farkındalık ve totalitarizm’e karşı duruşu onun imzası niteliğindedir
George Orwell Eserleri
- Paris ve Londra’da Beş Parasız
- Burma Günleri
- Papazın Kızı
- Zambak Solmasın
- Wigan İskelesi Yolu
- Katalonya’ya Selam
- Aspidistra
- Daralma
- Hayvan Çiftliği
- Bin Dokuz Yüz Seksen Dört
George Orwell Sözleri
İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir.
Tanrıyı övüp ceplerini doldurdular.
Acının karşısında kahramanlık olmaz.
“Düşünün! Çünkü henüz yasaklanmadı!”
Deli dedikleri şey tek kişilik bir azınlıktı belki de.
Doğru sözler paylaşıldıkça, doğru düşünceler artar.
En iyi kitaplar; bize bilmediklerimizi söyleyenlerdir.
Belki de insan sevilmekten çok, anlaşılmayı istiyordu.
İnsanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez.
Bize duymak istediklerimizi söyleyen kitapları severiz.
Bugünlerde her şey birinci kalite; hatta Hitlerin sizin için ayırdığı kurşunlar da..
Bütün insanlar düşmandır. Bütün hayvanlar yoldaştır.
Biz düşmanlarımızı yok etmek için uğraşmayız, onları değiştiririz.
Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir.
İyi yazamıyorsan, iyi düşünemezsin; iyi düşünemiyorsan başkaları senin yerine düşünür.
Artık saf aşk ya da tutku söz konusu değildi. Hiçbir duygu saf olamıyordu, çünkü her şeye korku ve nefret sinmişti.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR…1984 Quotes için TIKLAYINIZ
Oynadığınız bu oyunda, kazanmak söz konusu değil. Ama bazı yenilgiler ötekilerden daha iyidir.
Belki de, insanların ancak açlık sınırlarına yaklaştıkları zamanlarda söyleyecek şarkıları oluyordu.
İnsan bir daha geriye dönemiyordu. İnsanın içinde bir şeyler ölüyor, yanıp kül oluyordu.
Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık, bilinçsizliktir.
Geçmiş silinmekle kalmıyor, silindiği de unutuluyor, sonunda yalan gerçek olup çıkıyordu.
Politik dil, yalanları gerçekmiş gibi, cinayeti saygın göstermek için tasarlanmıştır.
Gazetecilik, birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazmaktır; gerisi halkla ilişkilerdir.
Bilinçleninceye dek baş kaldırmayacaklar, baş kaldırmazlarsa da hiçbir zaman bilinçlenmeyecekler.
Önemli olan yaşamak değildir. Başarmak hiç değildir. Önemli olan insan kalmayı bilmektir.
Sahtekarlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir.
Her siyasi kuram kendine ne ad takarsa taksın, hiyerarşiye ve baskıya dönüş yapmıştır.
Rüşvetçi politikacıları, düzenbazları, hırsızları ve hainleri seçen halk kurban değil, suç ortağıdır!
Zekilik kadar aptallık da gerekliydi. Ama aptalca davranmak da zekice davranmak kadar zordu.
İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca mutluluğa ulaşabilir.
Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa; gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder.
Sanatın politikayla hiçbir ilgisinin olmaması gerektiği fikrinin kendisi de politik bir tutumdur.
Bazı güzellikler, insanı susturur; Söz hükmünü yitirir. Sessizce ve saatlerce seyretmek istersiniz. Huzur belki de budur…
Bazı şeyler geri gelmiyordu, insan bir daha geriye dönemiyordu. İnsanın içinde bir şeyler ölüyor, yanıp kül oluyordu.
Ne okumak istediysem onu okudum ve onlardan, bana okulda öğrettiklerinden çok daha fazlasını öğrendim.
Zulüm ve işkenceye kıllarını kıpırdatmadan seyirci kalan eğitimli kişiler; körlükleriyle mi aşağılıktır, yoksa vicdanlarıyla mı, bilinmez.
Dışarıdaki hayvanlar bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.
Yaptığınız, söylediğiniz ya da düşündüğünüz her şeyi en ince ayrıntısına dek ortaya çıkabilirler ama gönlünüzün derinliğine, işleyişine, sizin bile bilmediğiniz o yere el uzatamazlar.