Yazımız 24 Ağustos 2023 tarihinde güncellenmiştir.
İngilizce Anlamlı Sözler
Silence is the most powerful scream. (Sessizlik en güçlü çığlıktır.)
A smooth sea never made a skilled sailor. (Dalgasız deniz asla usta bir denizci yetiştiremez.)
A friend walks in when everyone else walks out. (Herkes çıkarken içeri giren kişi gerçek arkadaştır.)
Hurt me with a truth, don’t comfort me with a lie. (Beni bir hakikat ile incit, bir yalanla avutma.)
In teaching others we teach ourselves. (Başkalarına öğreterek kendimize de öğretmiş oluruz.)
If opportunity doesn’t knock, buiId a door. (İmkânlar kapıyı çalmana olanak tanımıyorsa, kapı inşa et.)
The true sign of intelligence is not knowledge but imagination. (Aklın gerçek kaynağı bilgi değil hayal gücüdür.)
İngilizce Anlamlı Sözler
People who touch your heart are always with you. (Kalbine dokunan insanlar, daima yanındadır.)
I hear and I forget, I see and I remember, I do and I understand. (Duyarım ve unuturum, görürüm ve hatırlarım, yaparım ve anlarım.)
If you want to shine like the sun, first burn like the sun. (Eğer güneş gibi parlamak istiyorsan önce güneş gibi yan.)
Teachers open the door but you must walk through it yourself. (Öğretmenler kapıyı aralayanlardır ancak içinden kendin geçip gitmelisin.)
Don’t try to be different. Just be good. To be good is different enough. (Farklı olmaya çalışma. Sadece iyi ol. İyi olmak yeterince farklıdır.)
Chose a job you love, and you will never have to work a day in your life. (Sevdiğin bir işi seç, böylece hayatta tek bir gün bile çalışmamış olursun.)
The secret of happiness is freedom, the secret of freedom is courage. (Mutluluğun sırrı özgürlüktür, özgürlüğün sırrı cesarettir.)
İngilizce Anlamlı Sözler
Be not afraid of going slowly, be afraid only of standing still. (Yavaş gitmekten korkma, yerinde durmaktan kork.)
You never know how strong you are, until being strong is your only choice. (Güçlü olmak tek seçeneğiniz olana kadar, ne kadar güçlü olduğunuzu asla bilemezsiniz.)
If it is important to you, you will find a way. If not, you’ll find an excuse. (Eğer senin için önemliyse bir yolunu bulursun. Eğer değilse bir bahane bulursun.)
.