Yazımız 18 Mart 2022 tarihinde güncellenmiştir.
Karl Marx Sözleri
Her şeyi sorgulayın.
İnsan gelişmesinin alanı zamandır.
Görünen, gerçek olsaydı bilime gerek kalmazdı.
Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser.
Dünyanın kurtuluşu sosyalizmdedir.
Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir.
Demokrasiye giden yol, sosyalizmden geçer.
Dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir.
Cehalet, ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silahtır.
Kitapları yalayıp yutmaya mahkum bir makineyim ben.
Son sözler yeterince doğru söz söylememiş aptallar içindir.
Yalnız yaşayanlardan değil, ölülerden de çekeceğimiz var.
Eğer sevgi üretmiyorsa yüreğiniz, başarılı bir üretici değilsiniz.
Cimri aklını kaçırmış bir kapitalisttir, kapitalist ise aklı başında bir cimri.
Asacağımız son kapitalist, muhtemelen bize asma halatını satan kişi olacaktır.
Fikir, çıkardan ayrı tutulduğu her zaman içler acısı bir başarısızlığa uğramıştır.
İnsanın kendi doğasına yabancılaşması kapitalist toplumun en temel kötülüğüdür.
Komünistlerin teorisi tek bir cümlede toplanabilir: Özel mülkiyetin lağvedilmesi.
Toplumlar üstesinden gelemeyecekleri sorunları gündeme getirmezler.
Bir kimsenin özgür olarak gelişmesi, herkesin özgür olarak gelişmesinin şartıdır.
Kitaplarım, onları yazarken içtiğim tütünün bile parasını karşılamadı.
Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir.
Makineler uzmanlaşmış emeğin isyanını bastırmak için kapitalistler tarafından işe koşulan silahlardır.
İnsan doğaya ne kadar yabancılaşırsa o kadar toplumsallaşır, ne kadar toplumsallaşırsa da o kadar kendine yabancılaşır.
İnsanların maddi yaşam koşullarını belirleyen onların bilinçleri değildir, bu maddi koşullar onların bilinçlerini belirler.
İnsanların maddi yaşam koşullarını belirleyen onların bilinçleri değildir, bu maddi koşullar onların bilinçlerini belirler.
İnsanların varlığını belirleyen onların bilinçleri değildir; tersine insanların bilinçlerini belirleyen onların varlıklarıdır.
Ne kadar azsan, yaşamını ne kadar az görkemli kurmuşsan o kadar çoksun demektir ve görkemli yaşamın da o denli büyüktür.
İnsanların maddi yaşam koşullarını belirleyen onların bilinçleri değildir, bu maddi koşullar onların bilinçlerini belirler.
Hayvan olmak istiyorsan olabilirsin elbette. Bunun için insanlığın acılarına sırt çevirmen ve yalnız kendi postuna özen göstermen yeterli.
Dini ıstırap, hem gerçek ıstırabın ifadesi hem de gerçek ıstıraba karşı bir protestodur. Din, ezilenlerin iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi, ruhsuz koşulların ruhudur.
Yoksulluğu azaltmadan zenginliği arttıran ve suç işleme bakımından, sayılardan daha hızlı artış gösteren bir toplumsal sistemin özünde çürümüş bir şeylerin olması gerekir.
Daha iyi giysiler ile yiyecekler, daha iyi muamele görmek ve efendinin bağışladığı daha geniş bir toprağa sahip olmak, kölenin sömürülmesini ne derece ortadan kaldırırsa, ücretli işçininkini de işte o kadar kaldırır.
Kapitalist toplum ile komünist toplum arasında, birinden ötekine devrimci dönüşüm dönemi yer alır. Buna da bir siyasal geçiş dönemi tekabül eder ki, burada devlet, proletaryanın devrimci diktatörlüğünden başka bir şey olamaz
Toplumun kalabalıkları ve onlar gibi düşünenler benim kitabımı okumasınlar; hem ben, ona hiç el sürmemelerini alışkanlıklarına uyarak eserimi yanlış anlamalarına yeğ tutarım.
Örümcek, işini dokumacıya benzer şekilde gördüğü gibi, arı da peteğini yapmada pek çok mimarı utandırır. Ne var ki, en kötü mimarı en iyi arıdan ayıran şey, mimarın, yapısını gerçekte kurmadan önce, onu hayalinde kurabilmesidir.
Bir öğretmen, öğrencilerin kafasına vurmasına ek olarak okulun sahibini zenginleştirmek için de eşek gibi çalışıyorsa üretken bir emekçi sayılır. Okul sahibinin sermayesini sosis fabrikası yerine öğretim fabrikasına yatırmış olması hiçbir şeyi değiştirmez.
Karşılığında sevgi uyandırmadan seviyorsanız, yani sevgi olarak sevginiz karşılıklı sevgi yaratmıyorsa; seven bir kişi olarak dışavurumunuzla kendinizi sevilen bir kişi yapamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür, bu bir talihsizliktir.
Tıpkı Georgialı köle sahibinin, zencilerin sırtından kamçıyla sağladığı artı-ürünün hepsini şampanya ile har vurup harman savursam mı yoksa bir kısmını daha fazla zenci ve toprağa mı dönüştürsem diye düştüğü üzüntülü çıkmazdan, yakın zamanda, köleliğin kaldırılması ile kurtarılması gibi, kapitalistin de bu eziyetten ve şeytanın kışkırtmasından kurtarılması düpedüz bir insanlık borcudur.
Katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan her şey dünyevileşiyor ve en sonunda insanlar yaşamın gerçek koşullarıyla ve diğer insanlarla ilişkileriyle yüzleşmeye zorlanıyor. Modern burjuva toplumu, böylesine kudretli üretim ve mübadele araçlarının bir araya getirmiş olan bu toplum, yer altı güçlerini kontrol edemez bir büyücüye benziyor.
Kişisel emekten doğan dağınık özel mülkiyetin kapitalist özel mülkiyete dönüşmesi, halen toplumsallaşmış üretime fiilen dayanan kapitalist özel mülkiyetin toplumsal mülkiyete dönüşmesinden kuşkusuz kıyaslanamayacak kadar daha uzun süreli, daha şiddetli ve çetin bir süreçtir.Birinci durumda, halk yığınlarının birkaç gasp edici tarafından mülksüzleştirilmeleri söz konusuydu; ikincisinde ise, birkaç gasp edicinin, halk yığınları tarafından mülksüzleştirilmeleri söz konusudur.
Karl Marx’ın “Son sözler yeterince doğru söz söylememiş aptallar içindir.” yada diğer versiyonu ile ““Gidin başımdan, son sözler; hayattayken yeteri kadar konuşmamış insanlar içindir.” Sözünün hikayesi:
Gelecek nesiller için “son sözlerini” yazmak isteyen kahyasına söylemiştir marx bu sözü. “git başımdan” diye de azarlamıştır. lakin kayha istediğini almıştır son bir fırça yemiş olmasına rağmen ve de büyük ihtimal yediği en tatlı fırça olmuştur. marx ise tarihe geçmiş son sözlerden bir tane söylemiş olmuştur çelişik bir şekilde. “kendi kuyusuna mı düşmüştür, “bizde de var biraz aptallık” diye özeleştiri mi yapmaktadır?” bilememekteyiz.(Bu alıntı ekşisözlükden alınmıştır.)