Kybele ile İlgili Sözler

PAYLAŞ
Kybele ile İlgili Sözler

Yazımız 20 Ocak 2022 tarihinde güncellenmiştir.

Kybele ile İlgili Sözler

Anadolu’da matriyarkal toplumun baş Tanrısı dişiydi, yani Kybele idi.

Anadolu Efsaneleri, Halikarnas Balıkçısı

 

Ana tanrıça kybele, tüm yaratıcı güçlerin ve tanrıların kaynağı anlamına gelmektedir.

Antik Çağ’ın Gizem Kültleri, Hans Kloft

 

Giritli Tanrı Zeus, Anadolulu Ana Tanrıça Kybele, Anadolulu Tanrı Apollon, Akhalarm din düzenine girip özlerini değiştirmişlerdir.

İlyada, Homeros

 

Friglerin, Küçük Asya’da öteden beri kökleşen gelenekleri benimseyip sürdürdüklerini sanatlarından çok dinleri gösterir. En eski kült, büyük ana-tanrıça Kybele’nin kültüydü.

Server Tanilli

 

Kybele, yeryüzünün bütün bitkilerinin, yaban hayvanlarının, insanların, tanrıçaların ve tanrıların büyük anası…

Anadolu Tanrıları, Halikarnas Balıkçısı

 

Eskiçağ Anadolu dinlerinin baş tanrıçasıdır Kübele. Hititler Kubaba, Lidyalılar Kybebe, Frigyalılar Kybele derler adına. “Sibel” adının bundan geldiği, Arapçadaki kıblenin gene bundan türediği besbelli.

Anadolu Gerçeği, İsmet Zeki Eyüboğlu

 

Kybele’nin son oğluyum ben

Kitapların yakıldığı günlerden gelirim

Tek bir sözcük kalmadı bana, yanıp kül oldu hepsi

Bir gün elbet yeni bir dil bulurum …

Ahmet Erhan

 

Kybele; doğuştan gelen yazgısını kabullenen Anadolu’daki varislerine taze çalı ve çiçek kokulu nefesiyle çağlar öncesinden şöyle seslenir: “Sizler; yaşamın mayası, yaratma eyleminin nüvesi, araştırıcı yeteneğin özüsünüz…”

Kybele’ nin Varisleri, Fatma Türkdoğan

 

Eski psikofarmakolojide, sakinleştirici şurupların excipient’i olarak pek sıklıkla kullanılan adonis vernalis infusionundaki Adonis Vernalis nebatı, ismini tipik bir Anadolu efsanesi olan Kybele-Attis mitosundan, bir toprak-bereket masalında almaktadır.

Psykhiatria ve Mythos, Kriton Dinçmen

Kybele

Rhea, Zeus adlı bir oğlunu, Girit’te îda dağının Dikte denilen bir mağarasında doğurur ve babası Kronos tarafından yutulmaması için onu orada gizler. Hem yeryüzünün, hem de tanrıların anası olduğu için Rhea yani Kybele, Tanrıların Anası unvanını alır.

Anadolu Tanrıları, Halikarnas Balıkçısı

 

Ana Tanrıça, Anadolu’da çağ ve toplumlara göre Vuruşemu, Hepat, Arinna, Nana, Ma, Kybele, Leto, Latona, Kupaha olur. Sonra Yunanistan’a geçerek Rhea; Suriye ve Filistin’de Mariamme, Marianna olur. Adlar değişir ama öz hep aynı kalır. Toprağın, doğanın yaratılışının simgesi Toprak Ana’dır o.

Uygarlıklar Kavşağı Anadolu, Derman Bayladı

 

Yeryüzü ilkbaharda kızdır, sonra güneş dolayısıyla ürüne gebe kalır, yazın ya da sonbaharda ürününü doğurur. İşte bundan dolayı Kybele, aynı zamanda bir ay Tanrıçasıdır. Hilal biçimindeki genç ay kızlığını, dolgun ay kadınlık ve gebeliğini, küçülen ay ise analığını simgeler.

Anadolu Efsaneleri, Halikarnas Balıkçısı

 

Kybele. Tarih öncesinin en gerilerinden tek tanrılı dinlerin yerleştiği dönemlere kadar uzanan ve Akdeniz yöresini kapladıktan sonra, bir yandan kuzey ülkelerine, öte yandan Asya’nın içlerine dek yayılan, birçok ulus, uygarlık ve kültürlerde değişik adlarla anılıp hep aynı prototipe indirgenebilen Ana Tanrıça dininin kaynağı Anadolu’dur.

Mitoloji Sözlüğü, Azra Erhat

 

Anadolu’da matriyarkal toplumun baştanrısı dişiydi, yani Kybele idi. Bu tanrıça Anadolu’dan hemen hemen bütün Yakındoğu’ya yayıldı. Phrygia dilinde adı Kybele ya da Kybele idi. Hayat ve bereketin tanrıçası ve bütün tanrıların, insanların ve vahşi doğanın anası sayılı­yordu. İşte bunun için kendisine çoğu kez «Büyük Ana!» diye yalvarılırdı.

Anadolu Efsaneleri, Halikarnas Balıkçısı

 

Frigyalılar, tanrıçaya doğrudan “ana” (matar) diye seslenen ilk halktır. Matar’ın varlığından hem Kybele’yi temsil eden heykelcikler yoluyla, hem de yazıtlar sayesinde haberdar oluyoruz. “Kybele” Anadolu kökenli bir ana tanrıçadır. Anadolu’da Kibele’yi baş ilahe (ana tanrı) olarak kabul eden bir topluluğun vecde dayalı bir organizasyon biçimini Frigyalılar döneminde kazandığı sanılmaktadır.

Fuat Yüksel

 

Hübel sözcüğünün İbranice Ha ve Bal kelimelerden türeyip Rab-Tanrı gibi bir anlama sahip olduğunu öne sürenlerin yanında Anadolu tanrıçası olarak bilinen Kybele isminin zaman içerisinde Hübel şeklini aldığı görüşünü savunan filologlar da vardır. Bu putun nereden geldiği bilinmemekle birlikte kırmızı akikten yapılmış insan suretinde bir tanrıça olduğu söylenilmektedir.

İslam Öncesi Arap Mitolojisi, İbrahim Usta

 

Ephesos’taki ünlü Artemis tapınağı ile de ilişkilidirler.Dünyanın yedi harikasından biri olan bu tapınağı

Amazon’ların yaptığı ya da orada rahibelik ettikleri anlatılır. Anadolu’nun ana tanrıçası Kybele ile sıkı sıkıya ilişkili oldukları apaçık belli olan Amazon’ların efsaneleri de, tarihsel kimlik ve kişilikleri de ana tanrıça üstüne olan bilgilerimiz değerlendirildikçe açıklık ve kesinlik kazanacaktır.

Mitoloji Sözlüğü, Azra Erhat

 

“Kybele, Frigler için doğa tanrıçası, hatta doğanın bizzat kendisiydi. En önde gelen kutsal hayvanları yırtıcı bir kuş ve aslan olan tanrıçanın Attis adında bir sevgilisi vardı. Tanrıçanın, Attis’ e her yıl ancak ilkbaharda kavuştuğuna, böylelikle de doğaya yeni bir yaşam geldiğine; onu yitirdiği aylarda ise doğanın kış uykusuna yattığına inanılıyordu.”

Frigya, Ahmet Seyrek

 

Kybele

Dağlarda bir kadın varmış!

Yanında çocuk, elinde müzik;

Ruhunda aşk, aklında hüküm

Kuşları, aslanları varmış

Şefkat ve adalet ondan doğarmış,

Kadın kalbine kendiliğinden…

Dağlarda bir kadın varmış

Toprakmış, bereketmiş

Dağ gibi yüksek; su gibi elinin, ayağının altında

“Ana” dermiş bir zaman O’nu bilenler

Kadın kalbi her daim

Kadim olanı anlarmış…

Aramızdan Hüzün Yıllar Geçti, Selin Tümöz Özmen

 

Suyun içine batarak yenilenme inancı, eski dönemde, tanrı heykellerinin neden suya batırıldığını da açıklamaktadır. Kutsal banyo töreni, büyük bereket ve tarım tanrıçaları tapımında da sık sık uygulanırdı. Tanrıçanın güçleri böylece yeniden bir araya gelmektedir ve iyi bir hasat ve bereketli bir ürün sağlanmaktadır (suya batma büyüsü yağmur yağdırmaktadır). 27 Mart (hilaria) Frigyalı ana tanrıça Kybele’nin “hamam” günüdür.

Dinler Tarihine Giriş, Mircea Eliade

 

Halikarnas Balıkçısı  Ana  Tanrıça  Kybele’yi  düşüncesinin  ve Anadoluculuk  savının  simgesi  yapmış,  onun  üstüne  çok  konuşmuş,  çok  yazmıştır.  Sabahattin Eyüboğlu bu tanrıçanın filmini yapmıştır.  Bu film elimizde en değerli belgedir,  tek belgedir ve gelecekte bu konuyu işieyecek her insan bu belgelerden faydalanacaktır.  Halikarnas Balıkçısı  “mavi yolculuk”un  fikir  temellerini  atmış,  onu  tek  başına  gerçekleştirmiştir  de,  Sabahattin  Eyüboğlu  “mavi  yolculuk” u  yıllarca  uygulamış,  yürütmüş,  somutlaştırmış,  yaymıştır.

Sevgi Yönetimi, Azra Erhat

 

Anadolu’da ilk Ana Tanrıça inancı olan “Kybele”, Antik Yunan’da Artemis’e verilmiş ve “Magna Mater” yani “Büyük Ana” olarak tapınılmıştır. Romalılar döneminde Artemis’in adı değişmiş ve Diana ismini almış ve aynı Ana Tanrıça’ya olan inanç kültü devam etmiştir. MS V. yüzyılda Hıristiyanlığın kabul görmesinden sonra Efes’te yapılan konsilde bu kimlik “Theotokos” yani “Tanrı Anası” sıfatıyla Meryem’e geçmiştir. Günümüzde Anadolu topraklarında Meryem Ana olarak bilinmesinin sebebi de budur.

Anadolu’nun Sırları, Kerim Kuvetli

 

Mısır alındıktan sonra yeniden düzenlenen Roma maliyesi ve iaşe sistemi gerçek bir devleti ortaya çıkardı. Diğer bir deyişle, Roma’nın Caesar’ı sadece Kleopatra’ya aşık olmadı. Romalılar da bu gerçek medeniyeti; yaşam biçimine, hatta kağıdı (papirus) öğrenip edebiyata dökmeyi öğrendiler. Romalılar Doğu’nun dinlerini de aldılar. Anadolu’da Kybele kültü, Mısır’ın Isis kültü, çok sonraları İranlıların Mitra dini, Romalıların da yer yer mensub olduğu, benimsediği Doğulu inançlardı.

Defterimden Portreler, İlber Ortaylı

 

Ortaya yeni bir din çıkınca, çoğu kez eski dine karşı bazı özveriler yapmak zorunda kalır. Patriyarkal baba Zeus gelirken, matriyarkal ana Kybele’ye inananlarca özveri de gerekti. Bundan ötürü Kybele, baba Zeus’u Girit’te Diktys mağarasında dünyaya getirdi ve böylelikle Tanrı anası oldu. Ephesos Artemis’ine inanmış, fakat Hıristiyanlığı kabul etmiş olan Ephesoslular, Hıristiyanlığın 431. yılında Ephesos’ta toplanan ve Meryem Ana’nın sıfatlarını saptayacak olan kilise büyüklerini zorlayarak Meryem Ana’ya Tanrı anası niteliğini verdirdiler. Böylece Meryem Ana, Kybele gibi Tanrı anası oldu.

Anadolu Efsaneleri, Halikarnas Balıkçısı

 

“Bugün de Manisa’da kadın yüzü biçiminde bir kaya vardır, göz yerindeki oyuklarından su sızar; ağlar durur yaşlı ana yitirdiği bunca çocuklarına. Ama birkaç kilometre ötede, Sipylos dağının yamaçlarında, çalılıklar arasında başka bir kaya, Ana Tanrıça Kybele’nin anıtı vardır Manisa’da. Kybele anadır; Niobe Anadır; analıkta her ölümlüden üstün olduğunu açığa vuran Leto. Bunlar hep aynı inanç ve efsane zincirinin halkalarıdır. Niobe kayasının biraz ötesinde Mesir bayramı kutlanır bugün de Manisa’da, bir bahar ve bereket bayramıdır bu, camiden aşağı halka atılan kutsal macunlar kısırlığı önler, doğurganlığı kamçılarmış.”

Elvin Azar Süzer

 

Mezolitik ve Erken Neolitik’in cinleri kovan, doğal felaketlere karşı koyan, yeraltının egemeni, üretim döngüsünün koruyucusu, doğum, aşk ve ölümün tanrıçası, “Büyük Annesi” Sümer’de “İnanna” olmuştur. İnanna, Sümer İÖ 2000’1erde ortadan kalktığı zaman, Mezopotamya’nın sonraki toplumlarının inanç dünyasında “İştar” adıyla yaşamaya devam edecektir. Büyük Anne, Hattilerde “Vuruşemu”, Hurrilerde “Hepat”, Erken Hititlerde “Arinna”, Geç Hititlerde “Kubaba” ve Frigya’da “Kibele”dir. “Ana Tanrıça’nın bir imgesi olan Efesli Artemis, Tanrıça Kybele’nin Batı Anadolu’da devamı niteliğinde çok etkili bir tanrıçadır. Çatalhöyük’teki ana tanrıçalardan Kybele’ye, Kybele’den Artemis’e sürdürülebilen Ana Tanrıça’mn izinin, Artemis’ten sonra Meryem Ana’ya uzandığı görülmektedir.”

Kibele’den Pandora’ya, Pervin Erbil

 

 Mitoslar eski Yunanlıların kendi dinleri hakkında efsaneleridir. Bilindiği gibi yeryüzünün ilk dini Âdem Peygamber’in insanlara anlattığı dindir. Bu din, İslam peygamberi Hz. Muhammed’e (s.a.s.) bildirilen dinin ilk versiyonunu teşkil eder. Yani ilk peygamberle başlayan din, son peygamberle tamamlanmıştır. Arada binlerce peygamber gelmiş ve insanlara Allah’ı anlatmışlardır. Hz. İsa ve Hz. Musa gibi Peygamberler geniş topluluklara ulaşırken bazı peygamberlerin çok az ümmeti olmuştur. Hatta bu yolda bazıları katledilmiş bazılarının da getirdiği vahiyler zaman içinde değişikliğe uğratılmıştır.

Mitoslar ve tanrılar hak dinin öğelerinin çarpıtılması sonucu ortaya çıkmış olup bunlarda tek Allah inancına ait ritüelleri ve vahiylerin izlerini görmemiz mümkündür. Bununla ilgili olarak çarpıcı örneklerden birkaç tanesini zikredeceğiz: Avernus, Tartaros ve Herebus, Cehennem’in tabakalarından ikisidir.

Hermes, Cebrail’dir. Parkalar olarak adlandırılan üç genç kız Klotho, Laknesis ve Airopos kaderi temsil eder. Zeus, “Teos” kelimesinden türetilmiş olarak tek Tanrıyı; Satyr ve Pan suret olarak tarif edilen Şeytan’ı; ırmak perileri, Cennet’teki hurileri; Kharon, Azrail’i; Styks veya Akheron, Sırat Köprüsü’nü; Kybele, doğurganlığıyla Havva Ana’yı, Ellysii Camps, Cennet’i; Pluton’un çiriş otuyla kaplı mahkemesi, mahşer meydanını; Lethe Irmağı, Kevser Suyu’nu; Furialar ve Nemesis, Cehennem zebanilerini ilk bakışta bizlere hatırlatan bazı örneklerdir.

İran mitolojisinde Sırat Köprüsü Cinvat köprüsü olarak geçerken, tanrı, Ahuramazda ve şeytan ise Angra Mainyu olarak belirtilmiştir. Sözün özü bizlere mitos olarak anlatılanlar aslında peygamberlerin anlattıklarının yüzyıllar içinde tahrif edilerek insanların hayal dünyasında şekillenmiş hallerinden başkası değildir. Yukarıda da değindiğimiz gibi insanlar peygamberlerinin getirdikleri dini, kendi yaşantılarına uygulamak yerine; kendi uygulamalarını din gibi yaparak batıl yollara sapmışlardır.

Milattan Önce, Adem Işık


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir