Melih Cevdet Anday Sözleri

PAYLAŞ
Melih Cevdet Anday Sözleri
  • 2411
  • +
  • -

Yazımız 1 Aralık 2024 tarihinde güncellenmiştir.

Melih Cevdet Anday Sözleri…
Melih Cevdet Anday (13 Mart 1915, İstanbul / 28 Kasım 2002, İstanbul), şair, tiyatro oyunu, roman, deneme, makale yazarı.

Lise arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rıfat’la birlikte ortaya çıkardıkları Garip Akımı ile Türk şiirindeki yenilenmeyi başlatmıştır. Kolları Bağlı Odysseus ile kendine özgü felsefi şiir akımını başlatmış, Garip Akımı`ndan ayrılmıştır. UNESCO’nun Courrier dergisi, 1971 yılında onu Cervantes, Dante, Tolstoy, Unamuno, Seferis ve Kawabata düzeyinde bir edebiyat adamı olarak gördüğünü açıklamıştır.

Solunum ve böbrek yetmezliği tanısıyla Marmara Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’ne kaldırılan Melih Cevdet Anday, 28 Kasım 2002’de 87 yaşındayken vefat etti. Büyükada mezarlığında toprağa verildi.

Şairin şiirlerinden yaptığımız alıntılarla bir derleme hazırladık…

Melih Cevdet Anday Sözleri

“Unutmayı bir hatırlarsam!”

 

Neyse sen söze bak, ses önemli değil.

 

İmgesiz düşünemez miyiz,

Sevemez miyiz ki sözcükleri?

 

“Ruh ölümsüzse eğer .

Ölümlü duyguları anlar mı ?”

 

Bak, gözümü kırptım, her şey geçti gitti.

Yarın dündür, dünse daha gelmedi.

 

Bütün yüzyılları yaşadım

Vaktim yetmedi anlamaya…

 

Acı insana sonradan verilmiş yaşama gücüdür.

 

Konuşma, insanın aklını kullanma sanatıdır.

 

Yalnızlıktır denizin tek yasası,

Bütün ölüler unutulur,

Yaşayanlar kalır tek başlarına.

ben, Orhan, Oktay, bir de Şinasi…

O zaman kanatsız uçan sabahın ardından gideriz,

Yüreğimizle uyandırırız güneşi..

 

Otobüse elimde kitapla binmekten çekiniyorum, herkes bakıyor.

 

Kadınla erkek arasındaki o sahte nezaket kırılsa, her şey konuşulur artık.

 

Beklemekle yitirdiğimiz zamanı toplasak kimbilir ne uzun tutardı!

 

Ben hiçbir işimi yarıda bırakmamışımdır. Kendime karşı sorumluluğumdur önemli olan.

 

Kuşların bakışından büyülenip

Dalmışım akşamın alacasına

Yetmez mi uzun günü unutmak için?

 

İnsan karmaşık bir yaratıktır, kendini tanımak için dur dinlen bilmeden çabalar.

 

”Bu gece başımı alıp gideceğim, yağmurun bittiği yere..Orayı çocukluğumdan beri merak ediyorum. ”

 

Biz ulusça daha alışmadık okumaya. Bunu açıkça bilelim. Okumamak bizim geleneğimizdir.

 

Ben ağaçların ve dağların değiştirilmesinden yana değilim, doğrudan doğruya insanı değiştirmektir inandığım.

 

“Yarınımızın ne olacağını bilmiyorduk,

Gene bilmiyoruz, ama bir umut bu çocuk,

Umutsuzluğumuzun umudu.”

 

”İnsanın düşünenleri olmalı;

Merak edenleri,

Hesapsız kitapsız değer verenleri,

Uzakta olunca özleyenleri,

Sesini duyunca sevinenleri olmalı…”

 

İster kutsal kitap olsun, ister alışkanlık, okumamanın mazereti yoktur, olmaz. Okumamanın, okuma bilmemekten başka mazereti yoktur. Okuma öğrenmeme ise ayıptır.

 

Bir misafirliğe gitsem

Bana temiz bir yatak yapsalar

Her şeyi, adımı bile unutup, uyusam

Kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa

Kekikli, zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar

Nerede olduğumu hatırlamasam

Hatta adımı bile unutsam..

 

Senden utanıyorum deniz kenarı

Hep böyle işsiz olduğum

Böyle parasız kaldığım zamanlar mı

Ziyaretine geleceğim?

Bak yarın memuriyete başlıyorum,

Öbür gün evleneceğim galiba,

Artık seni bizim evde beklerim

Deniz kenarı.

 

 Uyuduk mu eşit oluruz

Ne tutku, ne gurur, ne umut

Üşüyorsan ısıtır seni.

Birçoğu ölüme benzetti,

Belki de rüya görmek, dedi Hamlet

Ya Don Quijote ne demek istedi:

Ölsen ölünmüyor, yaşasan yaşanmıyor.

 

Yaşamak güzel şey doğrusu,

Üstelik hava da güzelse,

Hele gücün kuvvetin yerindeyse,

Elin ekmek tutmuşsa bir de…

Hele tertemizse gönlün,

Hele kar gibiyse alnın…

 

İyi günler bekliyorsan hele,

İyi günlere inanıyorsan,

Üstelik hava da güzelse,

Yaşamak güzel şey…

Çok güzel şey doğrusu…


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir