Montaigne Sözleri

PAYLAŞ
Montaigne Sözleri
  • 6476
  • +
  • -

Yazımız 28 Haziran 2021 tarihinde güncellenmiştir.

Bugün 13  Eylül. Ünlü Fransız yazar ve düşünür, Denemeler adlı eserin sahibi olan Montaigne’nin vefat ettiği gün. Bu yazarın eserlerinden bir demet sunuyoruz.

 

Adaletin olmadığı yerde ahlaktan bahsedilemez.

 

“Hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez.”

 

Dünyanın en büyük cezaevi cahil insanın kafasının içidir !

 

İnsanlar başaklara benzer, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.

 

 İnsanlığın büyük ve muhteşem eseri, bir amaçla yaşamayı bilmektir.

 

Alışkanlıklar köleliğin farklı bir biçimidir.

 

Mutluluk bile haddini aşınca acıya dönüşür.

 

Paranın saklanılması kazanılmasından daha zahmetli bir iştir.

 

Hayat kendiliğinden ne iyi, ne kötüdür; Ona iyiliği kötülüğü katan sizsiniz.

 

Başına dolu yağan, dünyanın dört bucağını fırtına içinde sanır.

 

Ben durmadan kendimi düzenliyorum çünkü durmadan anlatıyorum.

blank

İnsan yaratıkların en zavallısı, en cılızıdır öyleyken en mağruru da odur.

 

Ölümün bizi nerede beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim.

 

İnsan her yerde aynı insandır; bir insanın yaratılışında asalet yoksa, kainatın tacını giyse yine de çıplak kalır.

 

 Bütün günler ölüme doğru gider; son gün varır.

 

Ancak küçük ruhlu insanlar işlerin ağırlığı altında ezilir.

 

 Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder. Çünkü her yerde olmak, hiçbir yerde olmamaktır.

 

Aşk utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır.

 

Yaşamamızı ölüm kaygısıyla, ölümümüzü de yaşama kaygısıyla bulandırıyoruz.

 

Dünyaya geldiğimiz gün bir yandan yaşamaya, bir yandan ölmeye başlarız.

 

Adaletin yasalarında bile mutlaka adaletsiz bir taraf vardır.

 

Eğitim görmüş halkı bir yöne sevk etmek kolay, sürüklemek güçtür, idare etmek kolay, köleleştirmek imkansızdır.

blank

Ben duruşu değil geçişi anlatıyorum: fakat yaştan yaşa ,yahut halkın dediği gibi “yedi yıldan yedi yıla” geçişi değil, günden güne, dakikadan dakikaya geçişi.

 

Başkalarının bilgisiyle bilgin olsak bile ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz.

 

 Kimi insanla kimi insan arasındaki uzaklık, kimi insanla kimi hayvan arasındaki uzaklıktan çok daha büyüktür.

 

Başkalarında bizden daha fazla yiğitlik, beden gücü, deneyim, yetenek, güzellik görebiliriz ama akıl üstünlüğü kimseye vermeyiz.

 

 İnsan kendindeki eksik ve cılız değerleri, üstelik insan hayatının hiçligini hesaba katarak düşünecek olursa, hiçbir değeriyle övünmeye kalkışmaz.

 

Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor. Sadece sen, yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun.

 

 Biz insanlar öteki yaratıkların ne üstünde ne altındayız. Bilge der ki, göklerin altındaki her şey, aynı yasanın ve aynı yazgının buyruğundadır

 

Yaşlanmanın, Yüzümüzden çok, Aklımızda kırışıklıklar Meydana getireceğinden korkarım.

 

Bir tek Sokrates Tanrısının dediğine uyup kendisini gerçekten tanımasını ve kendisini küçük görmesini bildiği için bilge adını almaya hak kazanmıştır.

 

Dostun olsun istiyorsan dost ol. Dostluğun kolları birbirimizi dünyanın bir ucundan bir ucuna kucaklayabilecek kadar uzundur.

 

Öke otunun kurumuş meşe ağacının üzerinde çiçek açması gibi, fikirler de ihtiyarlıkta çiçeklenmelidir.

 

Benim yaptığım, değişen ve birbirine benzemeyen olayları, kararsız ve bazen çelişmeli fikirleri yazıya dökmektir.

 

İstediğiniz kadar yüksek sırıklar üzerine çıkın. Her koşulda kendi bacaklarınızla yürüyeceksiniz.

 

İnsanın kendini anlatmasından daha zor ve daha faydalı hiçbir şey yoktur.

 

 Hayatlarımızı bir rüyayla karşılaştıranlar haklıymış. Uyanık uyuyor, ve uykuda uyanıyormuşuz.

 

Çok boyutlu olaylarda ani kararlar vermek aptallıktan başka bir şey değildir.

 

Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır. Öyle uzun yaşamışlar var ki, pek az yaşamışlardır.

 

Bana büyük işler çevirmek imkânını verselerdi, neler yapmaya gücüm olduğunu gösterirdim, deriz. Önce siz kendi hayatınızı düşünmeyi, çevirmeyi bildiniz mi?

 

Herkes önüne bakar, ben içime bakarım; benim işim yalnız kendimledir. Hep kendimi gözden geçiririm, kendimi yoklarım, kendimi tadarım…

 

İnsan yaşamı denen yolculukta benim bulduğum en iyi destek kitaplardır ve ondan yoksun insana acırım.

 

Bugün hiçbir şey yapmadım, deriz. Bir şey yapmadım ne demek? Yaşadınız ya!

 

“Sokrates’in karısı ‘Ah! Bu yargıçlar! Seni haksız yere öldürüyorlar.’ diye ağlarken Sokrates, ‘Haklı olarak öldürselerdi daha mı iyi olurdu?’ demiş.”

 

İyi yaşamayı sonraya bırakan;

Yolu üzerinde bir ırmağa rastlayıp da

Akıp geçmesini bekleyen köylüye benzer;

Irmak hiç durmadan akıp gidecektir.

 

Düşüncede saplantı ve azgınlık en açık ahmaklık belirtisidir. Canlılar arasında eşekten daha kendinden emin, daha vurdumduymaz, daha içine kapalı, daha ciddi, daha ağırbaşlı olanı var mıdır.

 

Kendinden aşağıya bakıp da kendi kafasına hayran olan adam,kendinden yukarıya,geçmiş yüzyıllara gözlerini kaldırsın; o zaman yüzlerce devin ayakları altında kalacak ve burnu kırılacaktır.

 

 

Dünya, durmayan bir salıncaktır: orada her şey, toprak, Kafkas’ın kayalıkları, Mısır’ın ehramları, hem etrafı ile birlikte, hem de kendi kendine sallanır. Durmanın kendisi bile daha ağır bir salıntıdan başka bir şey değildir.

 

Kendini olduğundan az göstermek, alçakgönüllülük değil, budalalıktır; kendine değerinden az paha biçmek korkaklıktır, pısırıklıktır. Kendini olduğundan fazla göstermek de, çoğu kez gururdan değil budalalıktandır.

 

Fatihlerin en sert ve katı  olan Selim (Yavuz) üstüne yazılanları okurken çok şaşırdım. Mısır’ı aldığında Şam şehrini bolluk ve güzellikle saran eşsiz bahçelere askerlerinden hiçbirinin eli değmemiş, hem de kapıları kapalı değil açık olduğu halde.

 

Bre zavallı insan , az mı derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun. Az mı kötü haldesin ki , bir de kendi kendini kötülemeye özeniyorsun. Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun ? İçinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki ! O kadar rahat mısın ki rahatının yarısı sana batıyor ? Doğanın seni zorladığı bütün yararlı işleri gördün bitirdin , işsiz güçsüz kaldın da mı başka işler çıkarıyorsun kendine ?

 

İnsanın , olanak varsa karısı , çocuğu , parası ve hele sağlığı olmalı , ama mutluluğunu yalnız bunlara bağlamamalı. Kendimize dükkanın arkasında , yalnız bizim için bağımsız bir köşe ayırıp orada gerçek özgürlüğümüzü , kendi sultanlığımızı kurmalıyız. Orada yabancı hiçbir konuğa yer vermeksizin kendi kendimizle her gün baş başa verip dertleşmeliyiz ; karımız , çocuğumuz, servetimiz , adamlarımız yokmuş gibi konuşup gülmeliyiz. Öyle ki hepsini yitirmek felaketine uğrayınca onlarsız yaşamak bizim için yeni bir şey olmasın. Kendi içine çevrilebilen bir ruhumuz var ; kendi kendine yoldaş olabilir ; kendi kendisiyle , çekiş dövüş , alışveriş edebilir. Yalnız kalınca sıkılır , ne yapacağımızı bilmez oluruz diye korkmamalıyız.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir



blank