Yazımız 31 Ekim 2024 tarihinde güncellenmiştir.
Nikolay Gavriloviç Çernişevski Sözleri…
Gavriloviç Çernişevski, Rus Devrimci, Demokrat, Materyalist Filozof, Eleştirmen ve Sosyalist sıfatlarına sahip ünlü yazar.
1828 yılında Saratov’da doğdu. Bir rahip ailesinden olan Çernişevski, ilk eğitimini Saratov papaz okulunda gördü. 1846 yılında St. Petersburg Üniversitesi’ne girdi.
1861 ‘de yazdığı “Köylülerin Efendiliği” adlı bir bildiriyle köylüleri Çarlığa karşı ayaklanmaya çağırdı. Bu yıllarda birçok makalesi Çarlık tarafından yasaklandı. 1862’de yakalanarak Petropavlovsk Kalesi’ne kapatıldı. “Nasıl Yapmalı?”Pişmanlık belirtmeyi reddettiği için Çarlık onu vatandaşlıktan çıkartıp, Sibirya’da 20 yıl kürek cezasına mahkum etti. Burada zorlu yaşam koşullarına karşın çalışmalarını sürdürdü. Tutsakken, devrimci mücadeleyi yeniden canlandırmak amacıyla “Başlangıç” (Prolog) adlı romanını yazdı. Bu romandan sonra ‘yazması yasaklandı’. Bu yasağa rağmen takma adlarla yazı yazıp bunları devrimci çevrelere ulaştırmaya çalıştı. Zindandan çıktıktan sonra 1889’da doğduğu kent Saratov’a yerleşti. Çok geçmeden orada beyin kanamasından yaşamını yitirdi. (17 Ekim 1889)Ülkemizde “Nasıl Yapmalı” adı ile basılan kitabın yazarı.
Bugün bu yazarın eserlerinden alıntılarla bir demet hazırladık.
Nikolay Gavriloviç Çernişevski Sözleri
Reddedilme, sahip olma isteğini alevlendirir.
Bilgiyle donanmamış emekten, verim alınmaz.
Cahil kendinin düşmanıdır, başkasına nasıl dost olabilir?
Herkes başkaları için yargıda bulunurken kendini ölçüt olarak alır.
… insan büyük bir yangından korkuya kapılmışsa doğruca yangın yerine koşup
Olgun ve gelişmiş bir insanın ruhunda kıskançlığa yer yoktur. Bu sahte bir duygudur …
İnsanın cehaletinin ve hayal kurma gücünün sınırı yoktur. İkisi de dipsiz kuyu gibidir.
Bir başkasının doğasını anlamak oldukça zor iş; çünkü insan başkalarını hemen hep kendi doğa özelliklerine vurarak değerlendiriyor.
Yararlı bir amaç için bir işe sarılmış insan. İşi ne olursa olsun, üzerindeki giysi ister kadın, ister erkek giysisi olsun, insandır; kendi işiyle uğraşmakta olan bir
Toprak ne denli kötü olursa olsun, bu toprakta sağlam başaklar yetişmesini sağlayacak mini minnacık da olsa sağlıklı parçacıklar bulunur.
Efendi uşağının, Uşak da efendisinin yanında sıkılır; insan ancak eşit olduklarının yanında tümüyle özgürdür. İnsan ancak eşit olduklarının yanında gerçekten neşelidir.
“Ben sevinç ve mutluluk duyuyorum” demek, insanca düşünen herkes için “bütün insanların sevinç içinde, mutluluk içinde olmalarını istiyorum” demektir, bu iki düşünce özünde tektir.
İnsan alıştığı , benimsediği durum değişmesin , sürüp gitsin istiyor ve bunun böyle olması için olanca çabasını gösteriyor. İnsan doğasının derinliklerinde tutucu bir öge var ve biz ondan ancak somut zorunluluklar karşısında gerileyebiliyoruz.
Gelişmiş insanlarda olmaması gereken bir duygudur kıskançlık. Çarpık ve iğrenç bir duygudur. Kıskançlık, giymeleri için çamaşırımı, sigara içmeleri için ağizliğimi kimseye vermediğim bir eşya düzenini yansıtır; insana, bana ait bir eşyaymış gibi bakışı yansıtır.
Beni hayalcilikle suçluyor ve hayattan ne beklediğimi soruyorsunuz! Ben ne kimseye egemen olmak isterim, ne de kimseye boyun eğmek! Ne aldatmak isterim, ne de ikiyüzlülük etmek! Bana hiç gerekli olmadığı halde, sırf başkaları tavsiye ediyor diye herhangi bir şeyi elde etmek için onun bunun sözünü dinlemek de istemem..
Zindanda yazdığı kitapla ilgili:
…muhalif bir yazarım, zamanımın çok ötesindeyim. benden korkan; ama öldürecek kadar ciddiye almayan iktidar beni kuzey Kazakistan’ın küçük bir kasabasına hapse yollamış. çok soğuk; delirmemek için yazıyorum galiba tüm bunları. 4 ay geçti ve ben 2 cilt bitirdim. şu Andrei (gardiyan) alem adam. mektup yazdığımı zannediyor. bilse bir kitabı taşıdığını dışarı, ne düşünürdü acaba?..