Okul Çantası ile İlgili Sözler

PAYLAŞ
Okul Çantası ile İlgili Sözler

Yazımız 31 Ağustos 2023 tarihinde güncellenmiştir.

Okul Çantası ile İlgili Sözler

Çocuksu dünyamda her gece rüyamda okul, çanta, kitap görüyordum.
Halit Ertuğrul-

 

Doğru söyle abi,

bana yakışırdı di’mi ?

Okul önlüğü, bir çift iskarpin, mavisiyle kırmızı sırt çantası…
Arsine, Ali Bayram

 

En güzeli, gençlere okuma ve öğrenme sevgisi aşılamaktır. Aksi halde onları kitap taşıyan eşek haline getiririz. Kırbaç zoruyla bilim dolu bir çanta taşıtıyorlar onlara..
Denemeler, Montaigne

 

Kısacık hayatında kendisini daha başka olayların beklediğini ve bir gün gelip yeryüzünde yapayalnız kalacağını, yanında kala kala bir okul çantası kalacağını bilmiyordu.
Beyaz Gemi, Cengiz Aytmatov

 

Birden okul çantası geldi aklına. Bazen çok ağır diye söylenir, kitaplarının bazılarını götürmezdi okula. Karıncanın yalpalayarak, kışlık yiyeceğini büyük bir azimle yuvasına taşıdığını görünce utandı yaptığından.
Mektup Arkadaşı Aranıyor, Hüsnan Şeker

Okul Çantası ile İlgili Sözler

 

 

 

Kara meşin çantanın, yine kata madenden parlak mandallı bir kilidi ve öte beri koymak için de bir cebi vardı. Kısacası, olağanüstü ve en olağan bir okul çantası.
Beyaz Gemi, Cengiz Aytmatov

 

 

 

Annem haki renkten bir çanta dikti bana, kitabımı defterimi çantama koyuyorum. Soğuktan elim üşüdüğünden çantayı tutamaz kolumun altına koyardım. Bir akşam eve geldim, annem, “çantan nerede?” dedi. Eğilip kolumun altına baktım çantam yok. Yolda soğuktan elim uyuşmuş, parmaklarım duyarlılığını yitirmiş, çantanın düştüğünden haberim bile olmamış.
Aziz Nesin

 

Bugün okulun ilk günü. Yazlıktaki uç aylık tatil, bir rüya gibi geldi geçti! Annem bu sabah beni üçüncü sınıfa yazdırmak için Baretti İlkokulu’na götürdü, aklım hâlâ yazlıkta olduğundan okula gönülsüz gittim. Sokaklar karınca gibi çocuk kaynıyordu; iki kitapçı dükkânı da çocuklarına sırt çantası, defter, kitap almak isteyen ana babalarla dolmuştu ve okulun önüne o kadar çok insan yığılmıştı ki, hademe ile okul bekçisi kapının önünü boşaltmakta güçlük çekiyorlardı. Kapının önünde omuzuma biri dokundu: Her zamanki gibi neşeli ve yine dağınık kızıl saçlarıyla karşımdaki ikinci sınıf Öğretmenimdi; bana, “Demek ki, Enrico, artık tamamen ayrıldık!” dedi. Bunu ben de biliyordum, ama yine de bu sözlere üzüldüm. Zar zor içeri girdik. Bir elleriyle çocuklarını, diğer elleriyle karneleri tutan hanımefendiler, beyefendiler, halktan kadmlar, işçiler, subaylar, nineler, hizmetkârlar girişi ve merdivenleri doldurmuşlardı; her yam sanki bir tiyatroya giriliyormuş gibi bir uğultu sarmıştı.
Çocuk Kalbi, Edmondo De Amicis

 

Seslerin harflere döndüğü yer olduğunu çok sonraları anlayacağım bir yeni dünyaydı okul. Siyah önlük, kurşun kalem, bir küçük tahta çanta, karatahta ve tebeşir.  Öğretmenimiz nasıl da her şeyi biliyordu!

Öğrendiği her yeni cümleyle, küçücük hayatım hem biraz daha sevip, hem de o hayattan biraz daha uzaklaşacağım, o yaşlarda hangi çocuk bilebilir ki… Haritalar, bugün bile bir giz gibi alır aklımı. Uzun kış gecelerinin masalları, şehirler yollar ırmaklar dağlar ovalar olarak, sınıfın duvarında asılı duruyordu. İlk yolculuklarımı, bu mavi sarı kahverengi yeşil işaretler arasında yaptım ben, kirpiklerimle gidip kirpilerimle gelerek.

Ve bir gün, çocukların ve kitapların tanrısı, henüz üçüncü sınıftayken, bir sandık dolusu kitabı önüme boşaltıverdi.

Denizler Altında 20.000 Fersah, Tom Sawyer’in Maceraları, 80 Günde Devr-i Âlem, Hz. Ali ve Hayber Kalesi, Kerem ile Aslı, Polly anna, Pinokyo… Şehrazat’ı ve Şehriyar’ı, Binbir Gece Masalları’nı bilmeden sevdim. Jules Verne bendim.

Mark Twain ben. Hz. Ali, Aslı’nın Kerem’i… Robinson Crusoe değil ben kuruyordum ıssız adayı. Köy, küçüldükçe küçülüyordu! Ben, ’68 kuşağına doğru büyüdüğümü bilmeden büyüyordum.
Bağbozumu Şarkıları, Şükrü Erbaş


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir