Yazımız 1 Aralık 2024 tarihinde güncellenmiştir.
Tam adıyla Oscar Fingal O’Flahertie Wills Wilde olan Oscar Wilde, 16 Ekim 1854 yılında Dublin’de doğdu- 30 Kasım 1900 yılında Paris’te yaşama gözlerini yumdu. İrlandalı oyun yazarı, romancı, kısa öykü yazarı ve şair.
Bugün doğum günü olan yazarın eserlerinden yaptığımız alıntılarla bir demet hazırladık.
Kader, bize haber göndermez.
Çay, bize kalan tek basit zevktir.
Halk bir insanı ancak son yaptığı şeyle tanır.
Istırabın bulunduğu her yer mukaddestir.
Kimse geçmişini geri satın alabilecek kadar zengin değildir.
Aşk, insanda bulunan değerlerin en ulvi ve ilahi olanıdır.
İnsanların yüzde doksanı yaşamazlar, sadece vardırlar.
Bir dahi için en katlanılmaz şey kalıplara sıkıştırılmaktır.
Güzel bedenler için zevk, güzel ruhlar için de ıstırap gerektir.
Kendime yalan söylemeye başladığımdan beri, kimseye inanmıyorum.
Herkes benim düşünceme katılırsa yanılmış olmaktan korkarım.
Düşen bir çığda hiçbir kar tanesi kendisini olup bitenden sorumlu tutmaz.
Akıp giden bir bataklığın içindeyiz hepimiz ama yıldızlara bakıyor bazılarımız.
Davranışlar kelimelerden daha fazla konuşur, daha çok şey ifade eder.
Erkek yorgun düştüğü için evlenir, kadın merak duyduğu için. Sonunda ikisi de düş kırıklığına uğrarlar.
Başkalarının düşüncelerine göre hareket edeceksek kendi düşüncelerimizin ne anlamı kalır.
Düşmanlarınızı her zaman bağışlayın. Hiçbir şey onların bu kadar çok canını yakmaz.
Kadınlar kendilerine neler verildiğine değil, onlar için nelerden vazgeçildiğine bakar.
Düşünebilen her canlının insan olması insan olan herkesin düşünebilmesi anlamına gelmiyor ne yazık ki.
Hepimiz için bir dünya vardır. İyilikle kötülük, günahla suçsuzluk bu dünyanın içinde el ele yürürler.
İnsan gerçekten bir kadını severse onun gözünde dünyadaki bütün öteki kadınlar kesin olarak manasını kaybeder.
Nankör insan, her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen insandır.
İnsanların az bir kısmı mutlu, bir o kadarı ise mutsuzdur. Geri kalanların tümü; mutlu gibi görünen mutsuzlardır.
İnsan kendi kişiliğinde konuşurken çok az kendisidir, ona bir maske ver ve sana doğruyu söylesin.
İnsanlar daha çok kendilerinin ihtiyacı olan şeyleri başkalarına vermeye bayılırlar, mesela öğüt gibi.
İnsanların senin hakkında konuşmasından daha kötü bir tek şey vardır: insanların senin hakkında konuşmaması.
Kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki. Unutma, kimi gittiği yeri mutlu eder, kimi terk ettiği yeri.
Gariptir kadınlar. Kendilerini güldüren erkekleri sadece severler; onları ağlatanlara ise aşık olurlar.
Bir erkek inatla bekar kalarak kendini toplumun sürekli bir ilgi odağı haline getirir.
Var olan her kusursuz şeyin ardında acılar gizliydi. En sıradan çiçeğin açması için dünyanın çile çekmesi gerekiyordu sanki.
Kadınlar gariptir sevmeyi bilmeyeni sever. Erkekler daha da gariptir, gider sevmeyi bilmemeyi seven kadını sever.
Sadece aptalların ciddiye alındığı bir dünyada yaşıyoruz. O halde beni anlamıyorlar diye üzülmek niye?
Ruh yaşlı doğar fakat gençleşir; hayatın komedisi bu. Vücut da genç doğar gitgide yaşlanır. Bu da hayatın trajedisi.
Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsin. Bu kolaydır; ama dostun başarısına sempati duyabilmek, sağlam bir karakter gerektirir.
İnsanların çoğu, kendileri değil başkalarıdır; düşünceleri başkalarının düşünceleridir; yaşamları başkalarını taklittir ve tutkuları ise alıntılardır. Şimdilerde insanlar öz benliklerinden korkuyorlar.
Oysa herkes öldürür sevdiğini, kulak verin bu dediklerime kimi bir bakışıyla yapar bunu, kimi dalkavukça sözlerle. Korkaklar öpücükle öldürür, yürekliler kılıç darbeleriyle. Kimi gençken öldürür sevdiğini, kimi yaşlıyken. Şehvetli ellerle boğar kimi, kimi altından ellerle. Merhametli kişi bıçak kullanır çünkü bıçakla ölen çabuk soğur kimi yeterince sevmez, kimi fazla sever. Kimi satar kimi de satın alır kimi gözyaşı döker öldürürken, kimi kılı kıpırdamadan çünkü herkes öldürür sevdiğini ama herkes öldürdü diye ölmez.
Birini çok sevdiğinizde o sizi çok üzse de onun yanında ağlamak istersiniz. O size korkunç bir şey yapsa da onun kollarında teselli bulmak istersiniz. Birini çok sevdiğinizde size bin kere de yalan söylese, yine de herkesten çok ona inanmak istersiniz. Sakın tek bir kelime daha etme, sakın tek bir yalan daha söyleme. Niye biliyor musun? Çünkü inanırım. Onca şeyden sonra şimdi tek bir cümle et, gözlerime bakıp beni sevdiğini söyle, gerçek olmadığını bal gibi bilirim ama yine de sana inanırım. O yüzden sakın tek bir kelime etme, sakın….