Paulo Coelho Sözleri

PAYLAŞ
Paulo Coelho Sözleri
  • 1049
  • +
  • -

Yazımız 31 Ocak 2022 tarihinde güncellenmiştir.

24 Ağustos 1947 yılında Brezilya’da doğan yazar Paulo Coelho, Rio de Janerio’da yaşamaktadır.

42 ülkede yayımlanan ve 26 dile çevrilen Simyacı adlı kitabı ile üne kavuştu. Coelho, UNESCO’nun Kültürlerarası Diyaloglar programında danışman olarak görev yapmaktadır.

Yazarın eserlerinden yaptığımız alıntılardan bir derleme hazırladık…

 Bilgilendirme: Brezilyalı roman ve söz yazarı Paulo Coelho, Okçu’nun Yolu adlı yeni kitabını milli sporcumuz Mete Gazoz’a adadı.

“Geçmişteki acılar savaşçının gücüdür.” (Işığın Savaşçısının El Kitabı)

Gitmeye değer yerlerin kestirmesi yoktur.

 

Her şeyin bir ve tek olduğunu asla unutma.

 

Tanrı; kapıyı kapattığında, pencereyi açar.

 

Kendini yendiğinde dünyayı da alt edersin.

 

Yüreğin neredeyse hazinen de oradadır.

blank

Biz bir şeyi arıyorsak, o şey de bizi arıyor demektir.

 

Hayattaki en sıra dışı şeyler aslında en basit görünenlerdir.

 

Sen kendini nasıl görürsen, diğer insanlar da öyle görürler.

 

“ Aşkta ve savaşta her şeyi önceden görmek olanaksızdır.”

 

Bir yanlışı tekrar ediyorsan, artık O bir yanlış değil! Karardır.

 

Başkalarının acılarına kayıtsız kalanlar, en acınacak kişilerdir.(Işığın Savaşçısının El Kitabı)
Işığın savaşçısının dünyadaki varlığının nedeni,insanlara yardım etmektir, onları yargılamak değil. (Işığın Savaşçısının El Kitabı)

Dalından şüphe ettiğin ağacın, gölgesinde soluklanmayacaksın!

 

Sadece güneşli günlerde yürürseniz, hedefinize asla varamazsınız.

 

Tanrı’yı bilen tarif etmeye yeltenmez, tarif eden Tanrı’yı bilemez.

 

Bir dağın yüksek olup olmadığını anlaman için o dağa tırmanman gerekmez.

blank

“Anlaşılmamaktan gurur duyuyordu, çünkü tüm dâhiler bu bedeli ödemişlerdi.”

 

Gideceğin yoldan eminsen, engeller ‘dinlenme noktan’ olmaktan öteye gidemez.

 

Başarı nedir? Her gece başımızı yastığa koyduğumuzda huzurla uyuyabilmektir.

 

Yalnız içinde bulunduğun anı yaşamaya çalış. Eskiyi anımsamak, bizden daha yaşlılara özgüdür.

 

Beklemek acı vericidir. Unutmak da öyle… Ama hangisini seçeceğini bilememek acıların en kötüsüdür.

 

”Bazı kapıları kapayın.Gururunuzdan dolayı değil,artık hayatınıza uygun olmadıkları için.”

 

Açıklama yapmakla zaman kaybetmeyin çünkü insanlar sadece duymak istediklerini duyarlar.

 

Işığın savaşçısı yalnızlıktan yararlanır, ama yalnızlığın kendisinden yararlanmasına izin vermez. (Işığın Savaşçısının El Kitabı)

 

“Evren yargılamaz; bizim dileklerimizin gerçekleşmesi için yardımcı olur bize.” (Işığın Savaşçısının El Kitabı)

 

Bugün cesaret edemediğin için yapamadığın şeyleri, yarın zamanın olmadığı için yapamayabilirsin.

 

Bir ilişkide güvensizlik varsa orda ki sevgi yalandır ve güvenilmek, sevilmekten daha büyük bir iltifattır.

 

Bir şey, bir insanın başına, bir kez gelirse, ikincisi olmaz ama iki defa gelmişse muhakkak üçüncüsü de olacaktır.

 

Bir yandan hayatımda bir şeylerin değişeceğinden korkuyorum,diğer yandan ise değişik bir şeyler yaşamayı arzuluyorum.

 

Bazen insanlar kabahatli olduklarını kabullendikleri için değil, sadece karşıdaki sussun diye özür dilerler.

 

Ne yaparsan yap, aklın hep seçemediğinde kalır. Ve olmasını istediğin bir şey ancak ondan vazgeçince gerçekleşir.

 

Aslında bütün kadınlar tatlı sözleri sever; ama iltifatların yalan mı gerçek mi olduğunu anlayacak kadar da zekiler .

 

Gülümsemek ve sessiz kalmak iki güçlü silahtır. Gülümsemek bir çok sorunu çözer; sessiz kalmak ise birçok sorundan kurtarır.

 

Biz insanların iki sorunu var; birincisi ne zaman başlamak gerektiğini, ikincisi ise ne zaman duracağını bilememek.

 

Herkesin sürekli mutlu olmasına gerek yoktur. Dahası, dünyada kimse bunu başaramaz. Hayatın gerçekleriyle başa çıkmayı öğrenmek gerek.

 

Çocukken; her şeyin sahibi olmak için büyümek isterdik. Büyüdük ; şimdi her şeyden uzak olmak için hep çocuk kalmak istiyoruz.

 

Bütün günler birbirine benzediği zamanda insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varmaz olurlar.

 

İnsan fırsatların gelmesini bekler, fırsatlar da insanın gelmesini. Fırsatlar bekler, insanlar bekler: Kazanan hep mazeret olur.

 

Gitmek için sebep çoktur; ama sevmeye bahane arar kalan. Unutma, kapının koluna uzanacak yaşa geldiğinde, gitmeyi öğrenir insan.

 

Bir erkekle mutlu olmak istiyorsan onu anla, sevmesende olur. Bir kadınla mutlu olmak istiyorsan onu sev, anlamasan da olur…

 

Kişiye göre davranacaksın, küçükle küçük olacaksın hatta; ama seviyesizin seviyesine inecek kadar düşmeyeceksin hayatta…

 

Birinin gerçek yüzünü görmek istiyorsan, Kendisine hiçbir iyiliği dokunmayan birisine nasıl davrandığına bak.

 

Dünyanın bütün dağlarında, ormanlarında, bîr tek yaprağı bile bir başkasının tıpkısı olarak yaratmamıştır Tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sayıyorsunuz.”

 

Gizin kökü şimdidedir, şimdiye dikkat edecek olursan onu iyileştirebilirsin ve şimdiyi değiştirebilirsen daha sonra olan da iyi olacaktır.

 

Kim olursan ol, ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten iste..

“Ve bir şey istediğin zaman, bütün Evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar.”

 

Özgürlük buydu işte: Kalbinin istediği şeyi hissetmek ve bunu başkalarının düşüncelerine bağlı olmadan yapmak. Özgürdü, çünkü aşk insanı özgür kılıyordu.

 

” Herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğine elifi elifine bildiğine inanır. Ne var ki, hiç kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez. “

 

En kusursuz cinayet budur; yasama sevincimizi kimlerin öldürdüğünü,bunu hangi güdüyle yaptıklarını, suçluların nerede bulunacağını bilemeyiz.

 

Eğer bütün kelimeler bitişik olsaydı bir anlam çıkmazdı ya da en azından anlamı çıkarmak çok zor olurdu. Boşluklar çok önemlidir. Esler olmasa müzik de olmaz, boşluklar olmasa cümleler de olmaz.

 

Yolunu bulduğun zaman korkmamalısın. Hatta yapacak kadar cesur olmalısınız. Hayal kırıklığı, yenilgi ve umutsuzluk Tanrı’nın bize yol gösterme araçlarıdır.

 

Hazineye ulaşmak için işaretlere dikkat etmen gerekiyor. Tanrı, herkesin izlemesi gereken yolu yeryüzüne çizmiştir, yazmıştır. Senin yapman gereken, senin için yazdıklarını okumak yalnızca.

 

Bir psikiyatriste içini döken insanlar, bir papazla günah çıkarırken olduğundan daha rahat konuşuyorlardı, çünkü hekimler onlara Cehennem ateşinden söz etmiyorlardı.

 

Doğduğumuz andan ölene kadar hayatımız sürekli bir yolculuktur. Manzara değişir, insanlar değişir, ihtiyaçlar değişir, ama tren hep ileri gider. Hayat bir trendir. Tren istasyonu değil.

 

Bir çocuğun bir erişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır: Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şeyi var gücüyle dayatmak.

 

”Sarılmanın anlamı şudur:

Sende bir tehlike sezmiyorum,

Yanında olmaktan korkmuyorum,

Rahatlayabilir, kendimi yuvamda hissedebilirim,

Beni koruyan ve anlayan birisi var..

Bizde birine isteyerek sarıldığımızda ömrünün bir gün uzadığına inanılır.”

 

Deli olmak, düşünceleri iletmekten aciz olmak demek. Sanki yabancı bir ülkedesin, çevrede olup biten her şeyi görüyor, anlıyorsun ama istediğini anlatmaktan, dolayısıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun çünkü orada konuşulan dili bilmiyor, anlamıyorsun.

 

Tanrı bize suyun anlamını öğretmek amacıyla ateşi kullanır. Havanın değerini bilelim diye toprağı kullanır. Hayatın önemini bize göstermek için de ölümü kullanır. (Işığın Savaşçısının El Kitabı)

 

Işığın savaşçıları, kendilerinde sık sık bu dünyada ne aradıklarını sorarlar. Çoğu kez hayatlarını anlamsız bulurlar. Işte bu yüzden ışığın savaşçısıdır onlar. Başarısızlığa uğradıkları için. Soru sordukları için. Durmadan anlam aradıkları için. Ama sonunda o anlamı bulacaklardır. (Işığın Savaşçısının El Kitabı)


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir