Yazımız 1 Ocak 2025 tarihinde güncellenmiştir.
Şener Şen Sözleri…
Sinema sanatçısı usta oyuncu Ali Şen’in oğlu olan Şener Şen 26 Aralık 1941 tarihinde Adana’da doğdu. Babası o yıllarda marangoz olan Şen, tiyatroya ilgi göstermeye başladı. Kısa sürede olsa öğretmenlik yapan Şen,Radyo tiyatrolarının kazancı az olduğu için sinemaya girmek zorunda kaldı.
Sinemaya ilk adım attığı yıllarda figüranlık dahil her işi yaptı.
Kariyerinde dönüm noktası 1975 yılında Ertem Eğilmez’in filmi Hababam Sınıfı’ndaki ’Badi Ekrem’ tiplemesi oldu. Aynı filmde İnek Şaban tiplemesi ile ün yapan Kemal Sunal ile müthiş biɾ ikili oluşturdu
Başar Sabuncu’nun Namuslu filminde ilk kez baş role çıktı. Son derece namuslu olan mutemet Ali Rıza karakterli film o yılın en iyi iş yaρan filmleri arasına girdi ve Şener Şen’in sinema kariyerindeki ikinci perde açıldı.
Nesli Çölgeçenin Züğürt Ağa ‘sında saf bir köy ağasını, Milyarder’de piyangodan büyük ikramiye kazanan istasyon şefini, Muhsin Bey ‘de şöhret olmak isteyen bir gence yardım eden organizatörü başarı ile oynadı. Bu yıllarda moda olan müzikallerde de gözüktü.
Arabesk filminde Müjde Ar ile başrolleri paylaştı. 1996’da ise Türk sinemasında bir devrim yaratan Eşkıya filminde Uğur Yücel ile birlikte oynadı. Gaziantepli kebap üstadı Ali Haydar’ı canlandırdığı İkinci Bahar (1998-2001) dizisinde oynadı. Yönetmenliğini Yavuz Turgul’un yaptığı Gönül Yarası (2005) filmindeki emekli öğretmen Nazım rolüyle 42. Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Erkek Oyuncu ödülü’nü kazandı Son rol aldığı film ise 2010 yılı yapımı Av filmi olmuştur.
İki kez evlilik yapan Şener Şen’in bir kız çocuğu bulunmaktadır.Usta oyuncunun sözlerinden ve filmlerde geçen repliklerinden bir demet sunuyoruz…
Şener Şen Sözleri
Boğuşmaktan, ayrışmaktan yorulduk artık. Bu ülke yeni yıla barış umuduyla girmeli.
Ben kendimi ne komedyen, ne dram oyuncusu ne de başka bir şey olarak görüyorum. Kendimi önce oyuncu olarak görüyorum. Ben oyunculuğu becermeye çalışıyorum..

İstesem çok lüks yerlerde oturabilirim, her gece bir yerlerde dolaşabilirim, medyatik yerlerde görünürüm, Manhattan’da dairem olabilir. Bunlar beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Tersine böyle bir yaşam biçiminin bendeki saflığı ve içimdeki heyecanı yok edeceğini sanıyorum. Çünkü bozulmamak mümkün değil.
– Kırılmadı hocam?
+ Elim kırıldı.
Hortum ağzıma değil kıçıma giriyor!
Funk hu değil evladım, kung fu.
Yaptım ama hele bi sor niye yaptım?
Domatis… Domatiis… Doomaatiees…
Ula ağa pokunun üstüne pok olur mu loo?
Seni hiç sevmiyorum süt oğlan! Babanı da sevmezdim zaten
Ulan benimle eğlenir misin? Ağa pokunun üstüne pok olur mu lan?
-Kovdun mu ağam? +Kovmirem ula, kovmirem.
Eğer bu alemde Ali Osman’a meydan okuyacaksan onun kaç tabanca taşıdığını bileceksin.
En iyi cilet budur. Dünyanın bütün meşhurları bununla tıraş oluyor.
İngiltere Kralı, rahmetli Başkan Kennedy, Taçsız Kral Pele, Bakenbauyer, kaleci Mıyer, Nadya Komanaçi, Biricit Bardo, Fenerbahçeli Cemil. Hepsi şöhretlerini pu pıçağa borçludurlar.
Badi Ekrem: Çocuklar bu yaz jimnastik sistemini tamamen değiştiriyorum. İçinde felsefesi olan bir sisteme dönüyoruz. Bütün dünyayı saran, uzak doğudan çıkan ve felsefesi olan bu sporun adı ne?
Berfo: Sevdiğin kadını kıytırık bir herifin hayatı için harcadın. Halbuki o kadın seni bir ömür bekledi. Hayatın sevda karşısında ne önemi var?
Baran: Doğru… Sevdanın karşısında hayatın ne önemi var?
Korkma sadece toprağa gideceksin… Sonra toprak olacaksın…sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin… Oradan özüne ulaşacaksın… Çiçeğin özüne bir arı konacak… Belki… belki o arı ben olacağım.
Seviyorum, veriyor musun?
Ağlıyorum, veriyor musun?
İstiyorum, veriyor musun?
Cevap ver, veriyor musun?
Peki, öyle olsun.
Yaz kızım; 200 torba çimento, 20 kamyon çakıl, 15 tane kapı.
-Şakiiir!
+Aa, hoşgeldin karıcım. 30 kamyon ince kum…
…
+Tükür ulan babanın suratına.
Kiraz: Ağam hala anlamamışsın. Ben sana vurulmuşum.
Ağa: Vurulacak başka adam bulamadın mı?
Kiraz: Her kızın gönlünde bir ağa vardır.
Ağa: Kız bu ağa züğürt ağadır.
Kiraz: Olsun senin insanlığın güzeldir. Belki de o yüzden ağalığı beceremiyorsun.
– Sana kız vermem
+ Çok haklısınız ben de sizin yerinizde olsam vermem
– Peki öyleyse niye istiyorsun?
+ Neyi istiyorum efendim?
– Kızımı istemiyor musun?
+ Aman efendim siz verdikten sonra niye istemiyim?
Lütfü : Sen yatıyorsun he!!
Şaban : Yok canım.
Lütfü : Evet yatıyorsun!
Şaban : Yatışımda bi tuhaflık mı var?
Lütfü : Hem de babamın yatağında he!
Şaban : Bi mahsuru var mı?
Lütfü : Babamın yatağı…
Şaban : Ben de ananın yatağı demedim ki.
Birden karşımda bir aslan, 10 metre.
+Ziyaaaaa!
-Yani 5 metre.
+Ziyaaaaaaaaa!
-Ya aslan kadar aslan işte… Neyse doğrulttum tüfeği, tık… Mermi yok.. Allah’tan yanımda çakı var; çıkarttım çakıyı, atladım aslanın üstüne. Böyle tak tak tak tak…
+Atma Ziyaaaa!
Bak gidersem bir daha gelmem valla. ?
-Kovuyorum ulan. Defol git bu evden.
+Bak kalbimi kırıyorsun, sonra giderim ha.
-Git diyorum ulan, defol!
+Bak gidersem bi daha gelmem valla.
-Bak hala konuşuyor. Defol ulan.
+(Çıktıktan sonra yine girer.) Pişman oldun mu?
-Defol ulaaan.
Mesudiyeli Mesut , ne kadar küçük bir dünyan varmış, gerçek sandığın hiçbir şey gerçek değilmiş. Hepsi ne kadar kolay yıkıldı. Beni sevseydiniz be. Beni Mesut olarak sevseydiniz , milyarder olarak değil. Ayten sen haklısın galiba. Biz başkasıyız artık. Çok açık bu. Ama ben ancak şimdi görüyorum. Ne milyarmış ama şu milyar! Daha elimize geçmeden herkesin iç yüzü ortaya çıktı. Bir de cebimizde olduğunu düşünün! İnsan şeffaf bir hale gelirdi, aynada bile göremezdik kendimizi.
Şakir – Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza
Çicek Abbas – Sevene can feda, sevmeyene elveda
Şakir – Sen batan bir güneş ben yollarda çilekeş
Çicek Abbas – Şoförun bahtı kara muavinin gönlü yara
Şakir – Gaz, fren, şanzıman halim duman
Çicek Abbas – Sev beni seveyim seni
Şakir – Aşk bir otobüstür binmesini bilmeli
Çicek Abbas – Son durağa gelmeden inmesini bilmeli
Şakir – Bana hava atma!
Çicek Abbas – Havan kime yabancı?
Şakir – Kapılma rüzgarıma sen de aldanırsın
Çicek Abbas – Sollama beni sollarım seni
Şakir – Geçme beni ezerim seni
Çicek Abbas – Dünya dikenli bir hayat sevenler de mi kabahat?
Şakir – Yaklaşma toz olursun geçme pişman olursun
Çiçek Abbas – Çilemse çekerim kaderimse gülerim
Kahya: Seçimler var ya.
Züğürt Ağa: Ne olmuştur seçimlere.
Kahya: Senin parti b.ku yemiştir, bir oy çıkmıştır.
Züğürt Ağa: Ne, ne diyorsun ulan sen, kaç kişi vardır benim köyde.
Kahya: Vallahi bir oy çıkmıştır.
Züğürt Ağa: Bir oy ha!
Kekeş Salman: Vallahi benim oyumdur ağam.
Kahya: Benim oyumdur ağam.
Züğürt Ağa: Ulan gavatlar, bir oyu siz ikiniz verdiniz de benim oyum nereye gitti?
Kahya: Vallahi ağam ister as ister kes ama işin doğrusu şudur. İşte bunun için biz bütün köylü öbür partiye oy verdik.
Züğürt Ağa: Bu nedir?
Kahya: Tapu.
Züğürt Ağa: Ne tapusu?
Kahya: Şıh vermiştir. Cennetten tapu. Çok güzel yerler ayarlamışız. Hem tapu hem de kağıt para, baban da almıştır.