Yazımız 13 Ocak 2025 tarihinde güncellenmiştir.
Thomas Hardy Sözleri…2 Haziran 1840 yılında doğan ve 11 Ocak 1928 yılında akciğer rahatsızlığı sebebiyle vefat eden Thomas Hardy İngiliz yazar ve şairdir. İlk sanat duygularını babasının çalıştığı yaρılar karşısındaki gözlemleriyle geliştirmiştir. Mesleği mimarlıktır. Londra’da okumuştur. Mezuniyetinin ardından yazarlık hayatına atıldı. Ömɾünün son 30 yılını sadece şiiɾ yazaɾak geςiɾmiştiɾ.
Çılgın Кalabalıktan Uzak, Tess ve Кaɾanlık Jude gibi 13 eseri vardır. Çılgın Кalabalıktan Uzak (Far from the Madding Crowd) ve Tess adlı eserleri sinemaya uyarlanmıştır.
Thomas Hardy Sözleri
Aşk yazgıya boyun eğer.
İnsan nelere alışmıyor ki…
Aşırı zevklerin aşırı sonları vardır.
Acısıyla tatlısıyla kabul etmeliyiz yaşamı.
Muhtaç olanın seçim yapma şansı yoktur.
“Love is a possible strength in an actual weakness.”
Gözlerin sesinde öyle tonlar vardır ki, dilde bulunmaz.
Aşk bir isyan, Aşk bir sığınak, Aşk bir direniş…
Ebediyen Tanrı’ya şükredin, ona hamdedin ve onu yüceltin!
Keder zihni meşgul etmeyi bırakınca uyku bu fırsatı değerlendirir.
Gel gör ki, dürtülerimiz bazen muhakememizden çok daha güçlüdür.
Aşk, katı, gündelik gerçek yığınlarının arasındaki çatlaklarda yeşerir…
Kimi zaman az konuşmak, çok konuşmaktan daha çok şey söylemektir.
Bazen kendimi kocaman bir çılgınlar topluluğun ortasında ıssız buluyorum…
Uslu çocuk ol, hayvanlara kuşlara hep iyi davran ve okuyabildiğin kadar oku.
Hayat, olaylar arasındaki dengeyi sağlayan türlü avuntularla doludur.
“Beauty lay not in the thing, but in what the thing symbolized.”
Kudretlilerin bile günün birinde nasıl düşebileceğini düşünerek kendini ıslah et.
Bir kararın en güçlü biçimde dile getirilmesi, her zaman kararın en güçlü anına rastlamaz.
Topu topu bir tek öbür dünyamız var şurda, onu da hiç yüzünden harcamaya gelmez, bozuk para gibi.
“Few people even scratch the surface, much less exhaust the contemplation of their own experience.”
Kitap okuyacağım. Birkaç kitap getir bana, ama yeni olmasın. Yüreğimde yeni bir şey okuyacak güç kalmadı.
İnsanoğlu hüzünle sızlayan kasvetli çevrelerden çok, kendisiyle alay eden güleç yüzlü yerlerde acı çeker.
Duygulu kişiler her durumda nesnel olmaktansa, “Acaba kusur bende mi?” diye kuşkuya düşmekte birebirdirler.
Sen kendin bir örnek ol; sözlerinde, konuşmalarında, hayırseverliliğinde, ruhunda, imanında ve saflığında.
Uygun fırsat düşmeden ortadaki koşullar işe yaramaz; koşullar uygun olmadıkça çıkan fırsat da beş para etmez.
“Onunla birlikte yürümek, geçmişe ait kötü hatıraları karanlıklar içinde boğan pırıl pırıl bir fener taşımak gibiydi.”
Neşenin zorunlu olduğu sıralarda neşeden yoksun kalmak kadar, neşenin var olduğu zamanlarda bundan sonuna kadar yararlanamamak da insanın ruhunu çökertir ve söndürür.
Sessizlik kimi zaman olağanüstü bir güçle kendini, duygunun kalıptan dışarı taşmış ruhu olarak benimsettirir; böyle zamanlarda sessizlik sözden daha etkilidir.
Sevilenin yanlışlarını düzeltebilmek uğruna onun öfkesini göze almaktan bile korkmayan aşk, geleceği umutlu olmasa da, yüce sayılabilecek bir aşktır.
Sevmek ‘seviyorum’ demek değil, yüreğinde hissetmektir Aşk, yanında olanı sevmek değil,
bazen gelmeyecek birini beklemektir.
Binlerce yıllık felsefe, neden hep en kaba olanın, en ince ve zarif olanı kendisine mal etmek istediğini, neden hep kötü adamın iyi kadını, kötü kadının da iyi adamı seçtiğini cözumleyememişti.
Ben herhangi bir işe kalkışmazdan önce, “Tanrı isterse” demeyi huy edinmişimdir. Sen de öyle yapsan iyi olur. Çok iyi güvenlik önlemidir. Günün birinde seni soluksuz kalıp boğulmaktan kurtarabilir.
Bazı insanlar, geceleri yalnız kalmayı istemedikleri ya da bir başlarına olduklarını anladıkları an ürkerler. Ama insanın maneviyatı bundan sonra bozan bir durum varsa, o da yalnız olduğuna büsbütün emin olduktan sonra, yakınlarında gizemli bir varlığın olduğunu bulgulamaktır.