Yazımız 21 Aralık 2023 tarihinde güncellenmiştir.
Uyanış: Büyük Selçuklu Dizisi Sözleri…
TRT kanalında yeni bir tarihi dizi başlıyor: Uyanış: Büyük Selçuklu. Kılıcın parlattığı, kalemin aydınlattığı bir çağın öyküsü..
Uyanış: Büyük Selçuklu Akli Film imzalı, yönetmenliğini Emre Konuk’un yaptığı, senaryosu Serdar Özonalan tarafından kaleme alınan tarih ve kurgu türündeki televizyon dizisi. Selçuklu İmparatorluğu’nun devlet yapısını, siyasi olaylarını, savaşlarını ve I. Melikşah’ın hayatını ele alacaktır.
Her hafta pazartesi günü saat 20.00 da yayınlanacak olan dizinin ilk bölümü 28 Eylülde.
Bu yazımızda dizide geçen replik ve sözler ile fragmanlar ve resimler paylaşılacaktır.
YAZIMIZIN SONUNDA DİZİ OYUNCULARI HAKKINDA BİLGİYE ULAŞABİLİRSİNİZ….
Uyanış: Büyük Selçuklu Dizisi Sözleri
“Söz vardır savaş bitirir, söz vardır kelle götürür.
Madem savaşı bitirecek sözü veremezsiniz.
O vakit en doğru sözü pusatlar söyleyecektir.”
“Bize ihanet eden hain kimmiş öğrenme vakti geldi!”
”Marifet saplayandaymış!”
“Güçlü olmayı hak edenler tehlikeyi göze alanlardır!”
‘’Sevdiğini Allah için sevmeli, her davranışında onun rızasını gözetmelisin…’’
“Alparslan vuslat vakti geldi, sevdamız ahirette tamam olacak!”
“Ben ulu bir devletin kızı olarak doğdum, cihan devletine hatun olarak geldim. Benim hakim olmadığım yerde kimse tahakküm kuramayacak!”
“Nereye kaçar iseniz varacağınız yer kılıçlarımız olacak!”
“Söz bitecek, kılıçlar konuşacak!”
“Kader bizi öz kardaşımızın ihanetiyle sınayacak mı?”
“Temiz olduğundan emin olmadığımız ellerin işaret ettiği tarafa yönelmek şiarımıza terstir.”
Melik Hazretleri değil, öz oğlun Tapar ana!”
“Bizim için yurt, dar-ı beka, vatan-ı aslî ahirettir!”
“Asırlar sonra dahi Sultan Melikşah sırf ahalisinin iyiliği için yeni bir takvim yaptırmış, bu sayede devlet daha adil ahali daha mutlu olmuş desinler benim için kâfidir!”
“Ey Sencer Bey! Bilesin ki Turna Hatun sana eşten, yoldaştan, sırdaştan evvel Allah’ın emanetidir.”
“Siz benim yüreğimdeki baba yokluğunu ısıttınız, ben de elimden geldiğince onun yokluğunu doldurmaya gayret edeceğim.”
“Gözümün önünde bir fidan gibi serpilip boy verdin. Nice kez derdini dertlendim, hep gözüm gibi esirgedim. Gayrı mürüvvetini de gördüm ya daha gönlüm gam yemez.”
“İhya etmek için ne kadar çok bilgi gerekirse, tahrip etmek için o kadar cehalet yeter!”
“Biz seninle baba oğuldan da öteyiz Tapar. Kolumsun, kanadımsın, gözümsün…”
Bütün kandilleri toplatmıştık, bunca vakit zehirin tesiri çoktan geçmiştir. Bu meselenin arkasında gizli bir şey olabilir Tapar!”
Allah’ın davasına düşman tek bir zalim bırakmamaya, hilale taarruz eden haçlıları yerle yeksan etmeye, İslam’ın izzeti ve Türk’ün töresi için ilelebet savaşmaya and olsun..!
”Bugüne dek sabrettim, bundan gayrı gazabım konuşacak!”
“Gökyüzüne erişemeyen yeryüzüne hakim olamaz!”
“Hasretini yüreğime sırladığım oğlum!”
“Allah’ın davasına düşman olan tek bir zalim bırakmamaya, hilale taarruz eden haçlıları yerle yeksan etmeye, İslam’ın izzeti ve Türk’ün töresi için ilelebet savaşmaya ant olsun!”
“Cihan sultanıyım lakin oğluma bir nefes sıhhat vermeye gücüm yetmez!”
“Sana ne bunlardan Tekiş, sen nasıl olsa hiçbir vakit saltanat sahibi olamayacaksın!”
Ben gökyüzüne bakar, kainatın sırlarını ve kendimi görürüm. Kendini bilmeyen anlamaz!”
Babamın bana öğrettiği ilk şey haine merhametin adalete zulüm olduğuydu. Madem ihaneti göze aldılar, cezasını da çeksinler.”
“Yağız yerde de, mavi deryada da cümle küffara kabus olmaya geliriz.”
”Ananı verdim seni de vermem kara toprağa…”
”Biz Konstantiniyye hudutlarına vardığımızda bütün Konstantiniyye ahalisi surlardan içeri giren bu Müslümanların kim olduklarını bilsin, hepsi yüreklerini açsın!”
“Rubailere hisleri neşrederim. Ruhu hislere değil, hırslara esir olanlar anlamaz”
”Sultanımız tahtta otururken siz Melik makamındasınız demek ki kim neye layık ise o olurmuş!”
”Tapar doğru söyler Hace, anam gizli bir oğlum olduğunu bilmez iken nasıl sayıklayabilir bunu?”
“Unutanlara gereğince öğretmek, benim vazifemdir. Bunu da Çağrı Bey ile Sultan Alparslan öğretmiştir bana!”
Nereye kaçarlarsa kaçsınlar varacakları yer kılıcım olacak!”
Erler de olsaydı lafla değil, kanla ödetirlerdi..
“Ben, ne bu obanın, ne bu postun ne de bu otağın sahibiyim. Ben Oğuzhan’dan beri gelen törenin ve sancağın emanetçisiyim.”
”Hepimizden gizlediğin o oğlun kimdir?”
”Bu cenk Hakk ile batılın yeryüzünde görüp görebileceği en büyük cenk olacak!”
”Hakk yolundan şaşmayan herkese gardaş ve yoldaş olurum. Ağabeyim Berkyaruk da Hakk yolundan şaşmadığı sürece beni yanında bulacaktır!”
”Ben onca badire ile uğraşırken seni almayı düşünürüm, sen ise benim ardımdan neler düşünürmüşsün!”
”Melikşah sen öyle bir savaşçısın ki bedenin düştüğü vakit dahi pusatını bırakmazsın!
Takat getiresin baba, daha bizi bir kılacak sırrımız vardır. Birbirimize söyleyeceğimiz sözlerimiz vardır!”
Bin kere ölmektense bir kere ölmek yeğdir!”
“Gayrı bundan böyle senin gölgeni dahi görmeyeceğim!”
Bir gün bu şehrin surlarında müslüman Türk’ün sancağını görmek, semalarında Ezan-ı Muhammediyye’yi duymak bütün gayretim budur!”
“Kılıcımız fetih yollarını açsın ki o büyük hedefe varılsın!”
”Konstantiniyye’deki Arap Camii’nde bulunan o ok ve yay bize hedefimizi gösterir. Bir gün Konstantiniyye’yi feth edeceğiz! Bu bize nasip olmasa dahi neslimize elbet nasip olacak! ”
-İmdi de hedeflerinin ışığında yürüyeceksin!
-Hedef neresidir Sultanım?
-Konstantiniyye!
’Var mı Sultan Melikşah oğlu Tapar’a ok atacak kadar cesur biri?‘
”Vazifenizde yalnız Selçuklu’nun değil cümle müslüman Türklerin davası da omuzlarınızda olsun!”
“Sen pusatını çekip hadsizlik yaptın amma benim kılıcım kınındadır, ve kınından çıkarsa kelleni almadan dönmez bilesin!”
“Doğmuş ya da doğmamış olsun bu hanedandaki herkes benim evladımdır!”
Allah sizi yolda bir yoldaşlıkta bir davanızda bir kardaşlıkta bir eylesin!”
Kaçacak yerin kalmadı Hasan Sabbah teslim ol!”
“Sencer’i unutacaksın, tez vakitte Faysal ile evleneceksin!”
“Gayrı ya devlet başa ya kuzgun leşe!”
“Ya Rabbi, zalimlere karşı koyacak izzeti, mazlumlara kol kanat gerdirecek merhameti sinelerimizde muhafaza eyle…”
“Gök girsin kızıl çıksın!”
“Bu devlet öyle bir kaledir ki, temeli Hakk’ın üzerine kurulmuştur. Batıl davanın hiçbir taarruzu yıkamayacak. Alem-i İslam şerre gark olmayacak. Bugün de, asırlar sonra da…
Hakk’ın karşısında hiçbir dava galip gelemez, siz de gelemeyeceksiniz!”
“Gerçek yüzün şimdi aşikâr oldu!”
“Varlığımla devlet yıkılmazdı, yokluğumla da değişmedi”
“Kini olanın dini olmaz”
“Bu topraklarda kartalların dişileri de kartal olur”
Gayri yakalandın Hasan Sabbah
Bu mesele sonlandığında ikinizden birinin kellesi gidecek!”
Devlet vermez ise senin ne itibarın ola ki Sabbah
Hamlelerim karşısında gittikçe sıkışmaya başladın, Hace.
Bu yolculuk zordur ne İbrahim olmak ne Hacer olmak ne de İsmail olmak kolaydır!
Kudüs… sana ulaşacağım yolda ilk kanı döktüm. Hem de bir sultanın kanı
Seni koparmaya cürret etseler de baba kucağı seni terk etmez oğul!
Siz daha alem-i cihanda yok iken bu devletin kaidelerini biz koyar idik…
Kaderiniz her daim karşımızda boyun eğmek olacak
15. Bölüm Ön İzleme
“Sefer bizim, zafer Allah’ındır.”
“Ben Melikşah. Selçuk Gazi’nin soyu, Çağrı Bey’in torunu, Sultan Muhammed Alparslan’ın oğlu…”
Ya sen kimsin?
Bâtınilerin kabusu
Kurt düştü itlere bayram oldu.!”
Acelenin şeytandan sükunetin rahmandan geldiğini bilmektir
Suçsuza kalkan eli evvela ben kırarım, hele ki bir hatuna uzanan eli kökünden kopartırım!”
“Sen daha evvel Selçuklu’nun hiçbir adamından böyle ihtiyatla bahsetmemiştin baba.
Çünkü Sencer daha önce gördüğümüz hiçbir Selçuklu ‘ya benzemez.”
Sarayda ki bütün hatunlar tez vakitte avluya toplansın. Turna Hatun o kızı tetkik edecek lakin öyle bir kız yok ise bedelini ağır ödersin…!
“Kudretim bir ağaç gibi boy verecekse, onun dallarından biri sensin, aziz olasın!”
Suretim yalnız ölü gözlerde kalır.
Arslantaş’ıma sahip çık
“Sizde gelecek ne kadar baş var ise bizde de o başları alacak kadar kılıç var!”
“Ya Rabbi pusatlarımızı keskin, atlarımızı eşkin, yüreklerimizi kavi eyle Ya Rabbi!”
‘Sultanım! Hace hazretlerinin vaziyeti ile bende alakadar oldum, başhekim kendine geldiğini söyledi, hayati tehlikeyi de atlatmış..’
“Tilkiler kurdun yerine geçebilmek için ellerini ovuşturdular”
Evvela itimat ettiğimiz yiğit Sencer’i vurdu, imdi de Hace’yi hançerledi.. Belli ki kendini batınilere kaptırmış! O vakit cezası da batıniler gibi olacak, hiç kimse kurtaramayacak! Tez getirilip idam edilecek!’
Hiçbir ihanet ebediyete kadar saklı kalmaz!
‘’Yiğit; demirden sert, gülden nazik olur!‘’
“Bugüne dek girdiğim her ilmi tartışmada galip geldim, lakin bilmediğini bilmeyenlerle girdiğim hiçbir tartışmayı kazanamadım!”
“Vazifesini geciktirenlere geç olmadan karşılığını vereceğiz!”
Bana bakınca yalnız uysal bir çiçek görmeyesin. Sana daha evvel de demiştim, ben zehirli otlara da dokunurum uçurumun kenarında da gezerim.”
“O kılıç devlet kurulduğundan bu yana nice düşmana haddini bildirmiştir. Bundan sonra da bildirmeye devam edecektir!
“Kurt kim kuzu kim o vakit belli olacak!”
“Siz bu dünya için değil, öteki dünya için yaratılmışsınız. Hiç balık denize atılma tehdidinden korkar mı?”
“Kopuz her hisse tercümandır!”
“Bütün desteğimizle arkandayız, git ve bildiğin usul ile bu işi bitir”
Tarih haklıya hakkını ne vakit verir bilinmez amma adalet mutlaka gerektiği vakitte ve yerde tecelli eder .
Tarih her daim haklı olanları yazmaz ama elbet bir gün hak edene hakkını teslim edecektir.”
‘İnsan çile çeker de sonra hür olur, incilerle sedefler zindanlarda yoğrulur.’
“Ben bu sarayın duvarlarını adaletle örülmüş bilirdim. Belli ki, oğluma tuzak kuranların elleri değmeye başlamış. O vakit, bu sarayı temelinden sarsmanın vakti gelmiştir”
En büyük zaferler mağlubiyete en yakın anlarda kazanılırlar!”
“Hz. Yusuf’u kör kuyulardan çıkarıp Mısır’a sultan eden Rabbimiz bize de bir çıkış yolu gösterecektir!
”Adaletinizden payıma düşen dar ağacına gitmek olursa alnım ak başım dik boyun eğmeden giderim!”
“Gözlerin aynı onun gibi kartal bakışlı.”
“Kartal imdilik kafestedir, bilmezler ki ben onu kuzgunlara yem etmem!”
İlim bazen göklerde bazen bir kelimede bazen de işte böyle taşla toprak arasındadır
Sultan Melikşah’ın töresinde haine merhamet mazluma zulümdür
Kartalların diyarında, çakalların akıbeti ölümdür!
“Bir daha öyle tanımadığın adama ahıra mı girersin demeyesin!”
“Çok bilenler bazen çok yaşamazlar!”
”Yiğit bileğin bükülmesin, yoluna mani çıkmasın!”
‘Kutsal emanetlerin peşinden gidemedim, canım ona sıkkındır Hace! Sencer, emanetlerin peşindeymiş, kaleden çıkmış. Haber geleli çok oldu!’
“Sultan Melikşah’la içimizdeki hainlere karşı ittifak yapan biri olarak geldim. Bundan böyle Selçuklu’ya ihanet edenlere karşı, omuz omuza mücadele edeceğiz!”
Bir gölge ile satranç oynamaktayız İsfizari! O bizim piyonlarımızı yedi. Ama biz onu tek hamle ile şah mat edeceğiz!
Sultan Melik Şah seni huzuruna bekler!”
“Ben bir casusun oğlu muyum?”
“Cesaretimi ve dirayetimin özünü de sizden alırım!”
“Kimdir bu hatun Hace?”
Beni oğlumla sınama
Senin saçının teli kopsa benim bağrım sızlar. Senin o bir yara dediğin benim canımdan nasıl can götürdü bilir misin?”
Kader bizi yaralarımızda buluşturdu Turna. Sen benim yarama el verdin, ben de senin yarana. Birbirinin yarasından anlayan gönüller bir olmalıymış demek ki. Söyleyeceklerimiz daha bitmedi…”
Size cennet vaad etmeye geldim, ruhlarınızı cennete götürecek sihir benim ellerimdedir!
Sana söz, bir daha hiçbir şey ayıramayacak bizi!”
“Bu kılıç ki bizi Sencer’in etrafında toplayan bir alamet olsun…”
Oyun içinde oyun vardır, bu meseleler çok kelle götürecek!”
Bilirim uyanacaksın… Çünkü kalbim hisseder, yazgımız daha son bulmadı…”
‘’Türk, atadan aldığı emaneti daha ileriye taşıyandır!’’
“Ben oğlumu devlete emanet ettim, lakin devlet emanetimi kaybetti!”
“Bundan gayrı bağımız kopmuştur Elçin Hatun!”
‘Bütün sebeplerden daha yüce bir sebep vardır ki o da gönlümdedir. Mazur görün bu sırrı ifşalamam mümkün değildir. Bu izdivaca müsaade ederseniz ölüm fermanımı vermiş olursunuz.’ ‘Demek ölümü göze alacak kadar seversin gönlünde olanı.’
“Bir yiğit düşmüştür gönlüme, kor gibi gözlerini her gördüğümde kainattaki bütün yalnızlığımı unuturum!
“Demek ölümü göze alacak kadar seversin gönlünde olanı!”
“Kimi yiğit içinde öyle ateşler taşır ki ona kanat açan turnaların kanatları tutuşup yanar…”
“İlim bize görünen her şeyin ardındaki düzeni görüp, o düzenin bize eriştirdiği sırlarla yüzleşebilmektir…”
“Yiğidin zaafı sevdadır”
“Aslanın dişisi de aslan olur, ve de çakala yâr olmaz!”
‘O gün gelene kadar sana verdiğim çiçeği diri tutasın..”
“Sen Selçuklu’ya ihanet eden bir hainsin!”
“Kılıcın parlattığı, kalemin aydınlattığı bir devrin yol başçılığı olasınız!”
Kalemi de kılıca yoldaş eylemişsin Hâce.
Yalan ve aldatma hakikati örten gölge gibidir. Hakkın nuruyla aydınlanmış akıl güneşi üstüne doğunca, gölge yok olup gider.
‘’Senden gelecek ok; ihanet diye yazılmaz benim kanımda!’’
‘Hakikatı öğrenmek istersen sana verdiğim çiçeği diri tutasın hala bana inanmazsan da fırlat okunu gözlerime bakarak yapamazsan da arkama döndüğümde fırlat”
Alemde hiçbir bilgi yoktur ki en ufak zerresi dahi beyhude olsun.
“Alimin ölümü alemin ölümü gibidir. Lakin alem sahipsiz değildir!”
Hakk yolunda cenge giden her yiğit bi’ Ali, onun için sallanan her kılıç bi’ Zülfikâr’dır!”
Marifet, avın peşinden koşup yakalamakta değil onu tuzağına çekecek kabiliyeti göstermektedir!
-Ava giderken av olmayasın..
-Merak etmeyin Sultanım, okum hedefini bilir.
Biz İslam’ın içindeyiz de acaba İslam bizim içimizde mi?
”Siz, Hakk’ı ayakta tutacak bir kalem ararsınız. Gazali ise can suyunu arar. Hakk ile çarpan gönle şifa, Hakk’ı yazan kaleme kudret, Hakk ile kalkan kılıca nusrettir o!”
“Bir dahaki gelişimde ben sana selam getiricem.”
“Gayemiz doğruya inanmak, güzel yaşamak, insanlığın geri kalanına doğruyu ve güzeli götürmektir.”
“Andımdan dönersem öz kılıcımla doğranayım, toprak gibi savrulayım!”
“Bu korku dolu gözlerinizde kalan tek şey, Sultan Melikşah’ın sureti olacak.”
“Şu topraklarda yaşayan en temiz kişi yaşarken toprak kesilmiş olandır!”
Buyruğunuzu makam terazisinde değil, akıl ve gönül terazisinde tartmak icab eder!”
Devlet odur ki! Yüz sene evvele bakar, yüz sene ahiri hesap eder
‘Oğul da neylesin babadan mal kalmasa, Baba malından ne fayda; başta devlet olmasa!‘’
Devletin dışarıda binlerce gözü vardır!’’
Bir evlat hanedan için hazinedir. İmdi olmasa da kıymetinin bilineceği gün elbet gelecektir!”
Evvela işitip görürsen peşinden her gelenin bela olmadığını anlarsın!”
İmdi kılıçları sabırla bileme vaktidir. İntikam günü geldiğinde ilk kanı döken benim kılıcım olacaktır, bilesiniz!”
Bize daha çok lazım olacaksın Sencer!”
“Devlet, uğruna fedakarlıklar yapan evlatlarını unutmaz.”
“Her kümbet ölüler için değildir. Bazı kümbetler yaşayanların dünyadan ayrıldıkları yerlerdir.”
“Sen benden uzaklaştıkça yakınlaşacaksın…”
“O güzel yüzlü Peygamberin müjdesine mazhar olmak için çarpan yürekler biziz!’’
Baş düşse de sancak düşmemelidir. Allah’ın bize emanet ettiği tahtı ehline teslim etme vaktidir.
“Güneşin burcu olan Asya topraklarında, asırlar boyunca birçok imparatorluk doğmuştu. 11. Asırda ise tarih sayfaları bu topraklarda büyük bir Türk devletinin, Selçukluların destanını yazıyordu.”
“Hükmetmek için doğan hükmetmek için yaşar!
“Babanın olmadığı yer soğuktur Sultanım!”
“Rıza-i İlahi için meydanda aslan gibi kükremenin, kurt gibi atılmanın, kartal gibi pençe vurmanın günüdür!”
Bir kartal yuvasını korursa ben de atamdan kalan emaneti öyle korumaya ant içtim!”
‘Babam Alparslan şehit düştüğünde ardında bizi bıraktı. Bizim ardımızda bırakacağımız oğullarımız da devleti payidar kılacaktır!”
“Bir Selçuklu meliki sultanlığı hedefleyen oktur. Bu oku tutan yaysa melikin hatunudur. Benim okum yaydan öyle hızlı çıkacak ki diğerleri sultanlık hedefine varmadan o hedefini bulmuş olacak!”
Oyuncu kadrosu
Buğra Gülsoy – Sultan Melikşah
Hatice Şendil – Terken Hatun
Gürkan Uygun – Hasan Sabbah
Ekin Koç – Ahmed Sencer
Leyla Lydia Tuğutlu – Elçin
İlker Kızmaz – Arslantaş
Mehmet Özgür – Nizamülmülk
Cemal Toktaş – İmam Gazali
Osman Sonant – Andreas
Sevda Erginci – Turna
Bülent Alkış – Ömer Hayyam
Çiğdem Selışık Onat – Seferiye Hatun
Serdar Kılıç – Sultan Alparslan
Ali Gözüşirin – Muhammed Tapar
Leyla Feray – Gevher Hatun
Murat Garipağaoğlu – Fâtımîler Lideri