Yazımız 3 Ağustos 2024 tarihinde güncellenmiştir.
Yevgeni Yevtuşenko Sözleri…
Tam adı Yevgeni Aleksandroviç Yevtuşenko olan Rus Roman Yazarı ve Şairidir.
18 Temmuz 1933 doğumlu olup 5 mart 1992 yılında vefat etmiştir. Genel anlamda siyasal ölçütler yerine özgür edebiyat ve estetiğe önem vermesi nedeniyle Stalin döneminde şiirleri hoş karşılanmamış, şiirlenin yayımlanması ancak Stalin’ in ölümünden sonra mümkün olmuştur. Stalin sonrası şairler kuşağının önde gelen temsilcisidir. İlk devrimci şairlerden Vladimir Mayakovski ve Sergey Yesenin’in taşkın, yer yer argo yüklü şiir dilini yeniden canlandırdı; ayrıca aşk, kişisel sorunlar gibi Stalin döneminde ele alınması hoş karşılanmayan konularda şiirler yazdı.
Yazarın eserlerinden yaptığımız alıntılarla bir derleme hazırladık.
Yevgeni Yevtuşenko Sözleri
“Şiir yaşamın yoğunlaştırılmış şeklidir “
“Hayat içinde siyah rengi de barındıran bir gökkuşağıdır. ”
“Doğruluk sessizlik ile değiştirilince, sessizlik bir yalan olur.”,
“Bir şairin yaşamı şiiridir ..
Gerisi ancak “dip not” olabilir …
Üzüntüler olur, güçlükler olur, hepsinin canı cehenneme, mutluluğun kıymetini bilmeyen asla mutlu olamaz.
…bir şeyi öğrenmenin en iyi yolu, arkaya bakmadan bilinmeyenin içine dalmaktır. Böylece ya öğrenirsiniz ya da mahvolursunuz.
Yurttaşlarının zor günler yaşadığı bir dönemde şairin yalnızca doğayı, kadınları yada evrensel kaderi yazması bir tür ahlaksızlıktır.
Tüm yaşantılarında hiç yalan söylemekle böbürlenen insanlar vardır ..
Söyleyin onlara ..
Kendilerine sorsunlar ..
“Güvenli bir sessizliği ” yeğleyerek kaç kez gerçeği söylemekten kaçınmışlardır?
Gelecek bizden hesap sorar .
Çocuklar buyurler gelirler karşımıza. Şunu neden yapmadın,bunlar olurken neden sustun diye sorular sorarlar .
O zaman bizim vereceğimiz bir yanıtımız olmalı “
Nazım’ın Yüreği
Usanınca gerçeklerin yalanından,
kaygan, yüzsüz baskıdan,
tunç Nâzım’ı anımsarım
ve sesini
biraz hançerimsi :
“Merhaba kardaşım…
Ne o, neden yüzün asık öyle
Boş ver!
Yoksa şiir mi takıldı bir yerde?
Gel, birlikte bitirelim.
Paran mı yok?
Bakarız bir çaresine, dert değil.
Kız mı?
Aldırma bulunur…”
Oysa asıl kendisinde var bir şey,
içini kemiren
yüz çizgilerinden dehşetle akan :
“Hepsi iyi de,
şu yürek ağrısı…
Adam sen de
ağrıyadursun, yaşıyoruz ya…”
Kimisi için şiir bir roldür,
Kimisine bir dükkân,
kazançtır.
Onun içinse ağrıdır şiir,
rol değil.
Nâzım’ın yüreği de ağrıdı durdu işte.
Üzerine titreyen doktoru bir gün,
hani pek de güvenemiyerek,
tenbih etmişti bana :
“Bakın” demişti,
“Keskin konulardan kaçının ki
ağrımasın Nâzım’ın yüreği…”
Hey gidi doktor…
Hastanız gitti.
Yaramadı çabalarınız.
Yüreğiyse onun
gizli gizli çarparak
sürdürdü ağrısını
ölümünden sonra da.
İçimdeki acı için ağrıyor,
Türkler için, Ruslar için ağrıyor,
kendisi gibi mapusta özgür olanlar için
özgürlükte mapus gibiler için
ağrıyor.
Hapisane acılarıyla yanan o yürek
– ölümden sonra bile –
dinlemiyor doktorları,
korkak olduğumuz zaman
ağrıyor.
neme gerek dersek
ağrıyor.
onun gibi açık yürekle :
“Merhaba kardaşım…”
diyemezsek ağrıyor…
Varsın ağrısın
hepsi için yüreklerimiz,
tek ağrımasın Nâzım’ın yüreği.
“Bu şiir Türk şair Nazım Hikmet Ran anısına yazılmıştır”