Ziya Gökalp Sözleri

PAYLAŞ
Ziya Gökalp Sözleri
  • 3684
  • +
  • -

Yazımız 1 Nisan 2024 tarihinde güncellenmiştir.

Ziya Gökalp Sözleri…
Bugün,  toplum bilimci, yazar, şair ve siyasetçi kimlikleri ile tanınan 23 Mart 1876  tarihinde doğup  25 Ekim 1924 tarihinde vefat eden Ziya Gökalp ‘den alıntıladığımız sözlerden bir demet hazırladık.

Türkçülüğün Esasları, Kızıl  Elma, Çınaraltı Yazıları, Altın Işık … başta olmak üzere 20 eseri bulunmaktadır.

Ziya Gökalp Sözleri

Çocuktum, ufacıktım,

Top oynadım, acıktım.

 

Sen ben yokuz, biz varız.

 

Serseri bir aşka gönül bağlayan

Nasıl verebilir yurda yeni can?

 

Düşünmek ve söylemek kolay, fakat yaşamak, hele başarı ile sonuçlandırmak çok zordur.

 

Ümit, benim ruhumun vazgeçilmez ihtiyaçlarındandır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Jules Verne Sözleri

Benim dinim ne ümittir ne korku;

Allah’ıma sevdiğimden taparım!

Ne cennet ne cehennemden bir koku

Almaksızın vazifemi yaparım.

 

Değildir kahraman yalnız er kişi. Bir arslan arslandır olsa da dişi.

Ziya Gökalp Sözleri

Gerçeği arayanlar, başka başka yollardan gitseler bile, sonuçta aynı hedefe ulaşırlar.

 

Halk lisanının tabii kelimeleri zihayat ve hissi manaları kabul edemez. Bundan dolayıdır ki her kavim ıstılahlarını, dini kitabının yazılmış olduğu lisandan alır.

 

Uygarlık, yöntemle yapılan ve öykünme yoluyla bir ulustan öteki ulusa geçen kavramların ve uygulayımların toplamıdır. Kültür ise hem yöntemle yapılamayan, hem de öykünerek başka uluslardan alınamayan duygulardır.

 

Başka uluslar, çağdaş uygarlığa girmek için geçmişlerinden uzaklaşmak zorundadırlar; oysa Türklerin çağdaş uygarlığa girmeleri için, yalnız geçmişlerine dönüp bakmaları yeter.

 

Türklerin de vicdanları tahlil olunursa görülür ki bir Türk, kızını bir Arap’a, bir Arnavut’a, bir Kürt’e, bir Çerkes’e tezviç edebilir, fakat kat’iyen bir Finlandiyalıya, bir hristiyan Macar’a tezviç edemez, bir Budist Moğol’un, bir Şamani Tunguz’un da kızını İslam yapmadan alamaz. Trablusgarp, Balkan muharebeleri esnasında Türklerin felaketine iştirak edenler Macarlar, Moğollar, Mançular olmadı; bilakis Çin’in, Hind’in, Cava’nın, Sudan’ın ismini bilmediğimiz Müslim kavimleri matemimize ortak oldular; manevi yardımlarını esirgemediler. Bundan dolayıdır ki Türkler, lisanca “Ural ve Altay” şubesine mensup olmakla beraber, kendilerini İslam milletlerinden addederler.

 

Babam şehit, soyum cümlesi gazi,

Devlet harp etmese olmazdım razı,

Ben gerçi görmedim okuma, yazı,

Bilirim ne varsa Kuran içinde..

blank

*****

Altın Işık Kitabından alınan bir şiir.

Nizamülmülk :

Rum Kayseri Romanos, ordusuyla dün gece,

Hududu geçip girmiş Malazgird’e, gizlice . ?

 

Alparslan :

Emir ver, atlıları hazırlasın Kumandan,

Şimdi gidip alalım Malazgird’i, düşmandan !

 

Nizamülmülk :

Onbeş bindir atlımız:, düşman, iki yüz bin er!

Bir avuç süvariye yenilir mi o asker ?

Bundan başka, Sultanım, bu kara kalpli düşman,

İslamları geçirmiş çoluk çocuk, kılıçtan …

Sanıyorum ben, bugün dinimiz tehlikede !

 

Alparslan :

Türk varken, İslamiyet, emindir bu ülkede!

Çabuk kesme Vezirim, ümidini, Tanrıdan :

Biz dinin askeriyiz, Odur dini Yaradan.

Şimdi bir elçi gönder düşmanın Kayserine,

Desin : “Harbe hazırdır askerimiz, yarına !”.

Lakin iyi değildir boş yere kan akıtmak,

Zavallı köylüleri, birdenbire dağıtmak ;

Bildirirse şartını, biz de sulhe hazırız!

 

Bu anda karşısına çıkar düşman elçisi ;

Almış onu, getirmiş, olmak için bekçisi.

 

Alparslan :

Elçi gelsin buraya!

– Başüstüne Sultanım!

 

Elçi ( girerek) :

Kayser’in selamı var, ey muazzam Hakanım!

Diyor ki : “Biz, bir büyük ordu ile yürüdük,

Dağlan, ovaları askerlerle bürüdük !

Maksadımız, gitmektir buradan ta Bağdad’a,

Halife’nin başını kestirmektir cellada.

Geçtiğimiz yerlerde kalmıyacak bir İslam,

Serdarlara emrettim, yapacaklar katliam.

Yaktırayım Kur’an’ı, yıktırayım Kabe’yi,

Şarka gelen, görmesin minareli kubbeyi …

 

Alparslan :

Artık yeter! söyleme ey uğursuz tercüman!

Bir elçi olmasaydın, işin olurdu yaman …

Git, söyle Kayser’ine : “Hak, esirger dinini ;

Kolay değil fethetmek, arslanların inini.

İslamiyet, bir kızdır ; bekçisi, Türk bir arslan !

Elinde dal kılıcı, bekler onu her zaman ! “.

Git, söyle Kayser’ine, biz sulhü çok severiz,

Lakin harbe girersek, insan değil, ejderiz !

İslamiyet güneştir, biz, onun kıvılcımı;

Yenmeden, kına sokmam, çekersem kılıcımı !

Git söyle Kayser’ine, ufukların süsüyüz !

Baykuştan pervamız yok, biz şahin sürüsüyüz !

Altın Işık kitabından


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir